Marka Güncesi: Ocak 2017

9 Ocak 2017 Pazartesi

KAR YAĞDI, SOBA ANILARINA DÖNÜŞ ZAMANI!


Evet günlerdir beyaz örtüye teslim olduk. Yollar kapandı, belki ulaşımda çok büyük zorluklar yaşandı ancak muhteşem bir doğa olayını yaşamadık mı? Çocuk gibi hepimiz sevinmedik mi? Sanki hepimize biraz iyi gelmedi mi? Biraz sağduyulu olsak, hayvanları bu zor günlerde korusak ve yöneticilerimiz yolların kapanmasını engellese, çalışma saatlerini düzenleseler bu aksaklıklar da olmayacak aslında. Neyse biz güzel tarafından bakalım.

Soba anılarını neden unutamıyoruz?

Uzman Psikolog Selvinaz Çınar Parlak, çok güzel bir konuya değinmiş. Cümlelerini paylaşmadan edemedim.  Kış mevsimiyle beraber havaların soğuması, kar yağışının etkili olması ve olumsuz hava koşulları nedeniyle birçok şehirde okulların tatil edilmesi, evlerde daha çok zaman geçirmek için bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Böyle zamanlarda bir araya gelen aile fertlerinin ortak paylaşımlarda bulunarak iletişimlerini artırabileceğini belirten uzmanlar, “Ortak film izlenebilir, oyun oynanabilir. Özellikle ailenin birlikte yemek yediği ya da çay içtiği saatlerde televizyon, cep telefonu ve internet kapatılmalı, bu saatler sohbet edilen zamanlar olarak değerlendirilmeli” tavsiyesinde bulundu. Çocukluk dönemindeki soba anılarının daha sık hatırlanmasının da bu açıdan anlamlı olduğunu belirterek “Kış mevsimi pek çok canlı türünde olduğu gibi insanlarda da dış mekân aktivitelerinin azalmasıyla iç dünyaya çekilmeye yol açıyor. Kendini dinleme, anlama ve baharda yenilenme ile sonlanacak bu süreç ötekine daha yakınlaşmayı da sağlayabilir” dedi.

“Soba anıları” oluşturmak mümkün

“Aile üyelerinin evde geçirilen sürede ortak rutinler oluşturmaları ve böylelikle bağlarını güçlendirmeleri mümkün” diyen Parlak, “Akşam yemek zamanının herkes için ortak olması, aile üyelerinin teknolojiden uzak sohbet ettikleri vakitler yaratmaları, televizyon, cep telefonu ve internetin kapalı olduğu sadece birbirlerini dinledikleri ritüeller oluşturmaları ve kış boyu bunu korumaları, anlatılagelen soba anıları gibi sıcak aile anıları biriktirmelerini sağlar” diye konuştu.

“Anlar” yaratmak gerek

Uzaktakinin çok yakın olduğu, çok fazla uyarının olduğu ve çok hızlı bilgi akışının sağlandığı günümüzde bireylerin birbirini dinlemek ve anlamak için yeteri kadar vakit ayırmadıklarını belirten Parlak, “Bu nedenle teknolojiden uzak, sadece aile üyelerinin paylaşımlarının olduğu anlar yaratmak gerek. Yaratma kelimesi burada özellikle seçilmiştir çünkü bu modern hayatın hızlı ritmi içerisinde kendiliğinden gelmez. Bu nedenle aile kendisine rutinler oluşturmalıdır. Örneğin akşam yemek saatinde ya da yemekten sonra çay saatinde televizyon, cep telefonu ve internet kapatılıp kısa bir süre sadece sohbete ayrılabilir” tavsiyesinde bulundu.

İletişim arttıkça aile bağları güçlenir

Pek çok kişinin akşam dinlenirken film, dizi izlediğini ya da sosyal medyada vakit geçirdiğini hatırlatan Selvinaz Çınar Parlak, “Bu aktiviteler de ortak yapılabilir. Anne-babalar çocuklarıyla film-dizi izleyip aynı zamanda üzerine tartışabilir, birlikte sosyal medyayı takip edip bilgi paylaşımı yapılabilir. İletişimin aktif olduğu evlerde aile bağları da daha güçlü olacaktır. Her birey kendi öznelliğinde içe kapanmaya ve yalnız kalmaya ihtiyaç duyabilir. Ancak iletişimin açık olması, aile rutinleri ve ortak aktivitelerin varlığı bağlılık duygusunu kuvvetlendirecektir” dedi.