Marka Güncesi: Mart 2016

31 Mart 2016 Perşembe

İpana Luxe Perfection Beyazlatıcı Diş Macunu yorumlarım

Doğru makyaj, dolgun kirpikler, bakımlı bir cilt, hacimli saçlar… En önemlisi de beyaz dişlerle sağlıklı, güzel bir gülümseme! Bu yüzden diş bakımına ve beyaz olmasına oldukça özen gösteriyorum. Sürekli yeni ürünleri deneyimlemeyi de seviyorum. Burada raflarda gözüme çarpan ve Amerika’nın en büyük diş macunu markası olan Crest aslında Procter and Gamble’ın Türkiye’de sunduğu İpana markasıyla tamamen aynı içeriklere sahipmiş. Dünyada ilk defa beyazlatıcı bantları üreten bir marka olduğu için 3 boyutlu Beyazlık ailesi oldukça ilgimi çekti. Son zamanlarda market alışverişine gittiğim her mağazada ve televizyonlarda sıklıkla İpana’nın yeni ürünü olan Perfection’a denk gelince ve özellikle 3 günde %100’e kadar lekesiz iddasını duyunca denemek istedim ve hemen aldım.
İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu ünvanına sahip bu diş macunu ile deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim. Diş hekimimin de daha beyaz bir diş için önerdiği İpana 3D White Perfection ile güvenle, bembeyaz gülebiliyorum.
Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içeriyor. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekeleri %100’e kadar etkin biçimde çıkarıp ve bembeyaz bir gülümsemeye sahip olmamızı sağlıyor.
Performansına gerçekten çok şaşırdım. Etkisi inanılmaz! İlk kullanımdan itibaren bile diş yüzeyindeki lekeleri çıkarma etkisini farkediyorsunuz. Keskin nane tadıyla ferahlığı sağlıyor, böylece uzun süre ferah bir nefese de sahip oluyorsunuz. Beyazlatma etkisi bu kadar iyiyken diş mineme hiç bir zarar vermediğini bilmek de çok güzel.
Procter and Gamble’ın tüm dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana ile Türkiye’de de raflarda yerini aldı. Denediğinizde bana hak vereceksiniz:) Kullanmadan kesinlikle inanmazdım, deneyince etkisini gördüm ve mükemmel sonuç aldım.
Tam bir bakım sağlamak için aynı ailenin Oral-B 3D White Luxe ağız bakım suyunu da kullanıyorum. O da diş macunu ve fırçasının ulaşamadığı alanlardaki lekeleri bile çıkararak uzun süre, keskin bir ferahlık sağlıyor.
Unutmadan küçük bir not ekleyeyim; P&G ve İpana ürün performansına o kadar güveniyor ki, memnun kalmazsanız paranızın 2 katını iade ediyor. Bu nedenle beyazlatıcı etkisini kendiniz de görün diye bence gerçekten denemeniz gereken bir ürün.
Ürünü satın almak isterseniz tıklayınız!
P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım. 
http://www.agizbakimuzmani.com/
#ipanaperfection  #gülüşünügöster
İçerik Kaynak: http://kokoshgirl.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=B7MDJzarokU

Bir boomads advertorial içeriğidir.

24 Mart 2016 Perşembe

BÖLGESEL KİLOLARIN SEBEBİ ASLINDA GENETİK!


Hani, kilomuza ne kadar dikkat edersek edelim bir türlü değiştiremediğimiz gerçekler vardır ya, işte onlar aslında bizim yeme alışkanlıklarımızla ilgili olmayabilir. Anne, babadan ve daha ötelerden gelen genetik, kalıtsal mirasımız aslında bunun temel nedeni. Bu konu ile ilgili geçtiğimiz günlerde bir uzman görüşü aldım. Bu tarz sağlık konularında asla kendim yorumlarımı yazmamaya özen gösteriyorum. Doğru bilgi aktarabilmek adına  Superplast Estetik Cerrahi Merkezi’nden Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Coşkun L. Taşçı'nın konu ile ilgili açıklamalarına yer vermek istiyorum. 
'' Kilo alırken genetiğimizin etkisiyle aldığımız her 100 gram yağın 60 gramı, basene, bele veya kola alınabilmektedir. Çünkü insan yaradılışı gereği bir çok kalıtsal özellikle beraber doğar. Örnekleyecek olursak; toplamda 100 gram yağ depomuz varsa ve ideal ölçülere göre basen bölgesinde yüzde 20’sinin olması gerekirken, anne, hala veya teyzede bu oran yüzde 60 ise, aldığımız her 100 gramın 60’ı basene gider ve basenli görüntünüz olur.
Ancak iş kilo vermeye geldiğinde hepimiz genetik yapımızdan bağımsız olarak, her bölgemizden simetrik ve eşit kilo veririz. Bu durumda 100 gram alırken, 60 gram almış basenimiz de incelmiştir ama sadece diğer bölgeler gibi 10 gram. Geri kalan 50 gramı da eritmek için kilo vermeye devam ettiğimizde ise her yer bu ölçüde incelmış ve aslında baştan sevmediğimiz basenli görüntü formatının küçük modeli, yani başka bir anlatımla armut formundayken küçük armut formunda olmuşuzdur ve istemediğimiz bölgeler de gerektiğinden fazla eridiği için yüzümüz, göğsümüz ya da popomuz hacmini çok fazla kaybetmiş ve çökmüştür.
Aklınıza gelen ikinci seçenek ise genelde spor yapmak oluyor. Bölgesel sorunumuz olan kısmı çalıştırarak eritmeye çalışıyoruz. Evet spor yaparak yağ atılır, ancak bu yağ istediğimiz bölgeden değil yine zayıflamada olduğu gibi her bölgeden eşit çözünür. Dolayısıyla bölgesel incelme gerçekleşmediğinden görünümde çokta değişen bir şey olmaz.
Kendi kendine bölgesel incelme, şekillenme ya da zayıflama mümkün olamadığı için en kolay ve ekonomik çözüm olarak bu aşamadan sonra önümüze sayıları binleri bulan bölgesel zayıflama yöntemleri ve cihazları çıkar. Bunlar çoğu zaman doktor olmayan ya da branşı estetik cerrahi olmayan kişilerce uygulanır veya önerilir. Ancak insan vücudu cihaz ve yöntem adı ne olursa olsun dışarıdan temasla ya da iğne yaparak eritildiği iddia edilen yağları böbreklerden idrarla atamaz, çünkü böbrekler yağ, protein ve karbonhidrat atmazlar. Yine başka bir anlatımla ifade edecek olursak bol bol su içsek dahi idrarla yağ kaybedemeyiz. Bazı bu tarz, dışarıdan temasla uygulanan cihazlar ve enjeksiyonlar çok az bir miktar yağ hücresine zarar verebilir ve tahrip olan cüzi miktardaki yağ vücudun çöp toplama sistemi yani lenfatikler tarafından ortadan kaldırılacaktır. Ancak çok küçük ve anlamsız miktardır bu,ve kesinlikle harcanan zamanın paranın ve güven kaybının karşılığı değildir.''

14 Mart 2016 Pazartesi

ÇOCUK / BEBEK ODALARI NASIL OLMALI?

Çocuk odası nasıl olmalı?
      Çocuğunuz her geçen gün büyüyor ve ihtiyaçları değişiyor. Doğduğu andan itibaren nasıl bir odaya sahip olması gerektiğini biliyor musunuz? 
      
Özgürce yazıp çizsin       Çocuklarınızın duvarlara resim yapmasından rahatsız oluyorsanız, duvarı, istediği gibi yazıp çizmesini sağlayacak bir kara ya da beyaz tahtaya dönüştürebilirsiniz. 
   
     Böylece evin duvarlarına resim yapmayı bırakıp, sadece odasındaki duvara özgürce resimler yapabilir, hatta ders çalışırken unutmaması gereken notları yazarak, uyumadan önce veya sabahları uyanır uyanmaz onları okuyabilir. 
     
Tematik odalar       Evinizin bir tarzı varsa çocuklarınızın odasının neden olmasın? Yaşı küçük de olsa onun da bir stili vardır. Dekore ederken onun da fikrini alıp, hayal ettiği odayı yapmak hiç de zor değil. Tematik odaların pek çok çeşidini çocuk mobilyaları satan firmalarda bulabilirsiniz. 
   
     Erkekler daha çok favori sporları, hayvanları ya da tırmanmaya müsait ormanlı dekorasyon stillerini tercih ederken, kızlar çiçekli, kelebekli, prensesli odaları istiyor. Tabii renklerde de büyük farklar var. Erkeklerin favori rengi mavinin tonları olurken, kızlar pembe gibi pastel tonları tercih ediyor. 
     

Bebeğin ilk odası ve temel parçalar       Bebek odasını bebek gelmeden iki ay önce hazırlamak yeterlidir. Renkli bordürler ya da canlı duvar kağıtları, çocukların hayal güçlerini harekete geçirir. Karyola, kıyafetler için bir dolap ve alt değiştirici birimi ilk etapta alınacak temel parçalardır. Perde seçiminde ışığı kesen perdeleri tercih etmek uygundur. 
     
Hesaplı ve uzun süre kullanılacak bir oda       Çocuklar hızla büyüdüğü için odalarında da sık sık değişikliğe ihtiyaç duyuluyor. Ancak çok fazla masrafa girmeden uzun süre kullanılacak eşyalar almak istiyorsanız yatağa dönüşen karyolaları tercih edebilirsiniz. 
   
     Yine mobilyaların renk seçimlerini yaparken daha klasik renkleri seçebilir ve sadece aksesuvarları değiştirerek odanın havasını da çocuğunuzun yaşına göre değiştirebilirsiniz. Erkek çocuklar için kahve tonlarında doğal mobilyalar, kızlar için ise beyaz mobilyalar alınabilir.
     
Dar mekanlar için basit çözümler      Birkaç küçük ayrıntı ile çocuklarınızın odalarındaki dağınıklığı toplayabilirsiniz. Çocuklar eşyalarına önem verirler ve hepsini saklamak isterler. Bu tür durumlarda en iyi çözüm bolca çekmece ve dolaptır. Yatak altlarına konan tekerlekli kutular ve altı sandıklı sedirler de işe yarar. 
   
     Duvarlara monte edeceğiniz raflar, küçükken oyuncaklara, büyüyünce de kitaplara yer sağlayacaktır. Odanın dekorasyonunda açık renk kullanmak da odayı daha geniş ve ferah gösterir. Eğer çocuğunuzun yatıya gelen arkadaşları varsa ona içinden arkadaş yatağı çıkan bir karyola alın 

Nefes alan duvarlar      Japon seramik devi Inax tarafından 'nanoteknoloji' ile üretilen kil bazlı iç cephe kaplaması, çocukların hastalıkları birbirine bulaştırmasını önlemek, mikrop ve bakterileri etkisiz hale getirmek için tasarlanmış bir ürün. 
   
     Dünyada ilk ve tek formaldehit içermeyen ürün olan Ecocarat, ortamdaki nem seviyesini yüzde 40 ile yüzde 70 arasında tutarak gerektiğinde fazla nemi alıyor ya da ortama nem veriyor. Malzeme bu şekilde rutubet ve bakteri oluşumunu engelliyor.
     
Hayal dünyaları gelişsin      Eğer çocuğunuz henüz küçükse, odasına yapacağınız bir kukla tiyatrosu sahnesi ile hem onu çok eğlendirebilir, hem de hayal gücünü geliştirebilirsiniz. Kukla sahnesini firmalardan hazır bulabilir ya da bir marangoza yaptırabilirsiniz.

KALİTELİ UYKU İÇİN DİKKAT ETMEMİZ GEREKEN NOKTALAR NELER?


Hep yaşadığımız ve son zamanlarda da sıkça duyduğumuz bir konu var, ''kaliteli uyuyamamak'' Evet bu çok ciddi bir problem. Tüm günümüzün nasıl geçeceğini belirleyen ve hayat kalitemizi etkileyen bir konu olduğunu düşünüyorum. İyi, kaliteli uyuyamadığımızda her zamankinden daha sinirli, stresli ve sağlıksız oluyoruz. Bu hem işimize, hem özel hayatımıza hem de bedenimize yansıyor. Bunun önüne geçmenin bazu püf noktaları var, konu ile ilgili araştırdım ve Live Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ferah Ece'den hepimiz için önemli bilgiler edindim. İşte kaliteli uykunun sırları;
  • Solunumun ve kalp üstünde basınç oluşmasını azaltmak için yemeğinizi yatmadan en az 3 saat önce yiyin.
  • Akşam yemeklerinde yenilen yağlı, kızartmalı ve baharatlı yiyecekler reflüye de yol açabildiklerinden uykuya dalmayı güçleştirip uyku kalitesini bozacaktır. Yağlı, kızartmalı ve baharatlı yemeklerden kaçının.
  • Yatmadan en az 4 saat önce alkol alımını kesin. Aşırı alkol solunumu baskılar ve uykuda solunum durmalarının sıklığını ve ağırlığını artırır. Alkol ve uyku ilaçları, kas gevşetici, anksiyete önleyici, ağrı kesici gibi ilaçlar, üst solunum yolu kaslarında gevşemeye yol açıp hava yolu tıkanmasına neden olabilirler.
  • Sigaranın neden olduğu tahrişin, horlama ve apne ağırlığını arttırdığı düşünülür. Sigaranın bırakılması uykuda solunumun düzelmesinde çok yardımcıdır. Uyarıcı madde içeren kahve, kola, çikolata gibi gıdalardan özellikle saat 17:00’den sonra uzak durun.
  • Sadece uykulu hissettiğinizde yatağa gidin.
  • Sırt üstü yatma boyun ve boğazdaki yumuşak dokuların arkaya doğru kaymasına ve bunun sonucu olarak hava yolunun daralmasına ya da tam tıkanmasına yol açar. Sırta yerleştirilecek yastıkçıklar ya da pijamanın arkasına dikilecek bir cebe yerleştirilen tenis topu hastanın sırt üstü yatmasını engelleyebilir.
  • Sıcağa hassas kişilerin genel kanının aksine yatak odalarında dikkatli kullanılan klimalar uyku kalitesini artırır ve hastalıklara yol açmaz. Ancak filtrelerin sık temizlenmesi veya değiştirilmesi ve nem oranının çok düşürülmemesine dikkat edilmelidir.
  • Kitap okumak, gevşeme sağlayacağı için uykunun gelmesine yardımcı olur.
  • Özellikle yaşlılar eklem problemleri olanlar, artrozu bulunanlar kalp ve akciğer hastalığı olanların vücuda destek sağlayan rahat yatak ve yastıklarla yatmaları uyku kalitesini artırır. Kemik, kas ve eklem hastalığı olanların ortopedik yatak ve yastık kullanması gerekir.
  • Pamuklu kumaş hava akımına izin verdiği için çarşaf, nevresim kılıfı ve yastık kılıflarınız pamuklu olsun.
  • Yatmadan 1 saat kadar önce duş alabilirsiniz.
  • Yatmadan önce bir bardak süt içmek fayda sağlayacaktır.

FAZLA KAFEİN, KAYGI YARATIYOR!


Nasıl bir kahve tutkunu olduğumu takipçilerim iyi bilir, bilmeyenleri de şuraya alabilirim. Kahve içmek güzeldir, hayatımın vazgeçilmezidir ama bunu da belirli bir dozaj içerisinde tutmak gerekir.  Çünkü günde 5-10 fincandan fazla kahve tüketiminin anksiyete (kaygı) ve panik atağı tetikleyebileceğine dikkat çeken uzmanlar, özellikle hamilelerin aşırı tüketimden kaçınmaları gerektiği uyarısında bulunuyor. Kafein yoksunluğuna yönelik en sık karşılaşılan sorunun baş ağrısı olduğunu belirten Prof. Dr. Uzbay, “Buna ilave olarak uyuşukluk, enerji azlığı ve yorgunluk, iş motivasyonunda bozulma, özgüven ve kendini iyi hissetme duygusunda azalmanın yanı sıra sinirlilik, çabuk öfkelenme, bulantı, soğuk ve sıcak basmaları, kaslarda ağrı ve sertlik hissi gibi istenmeyen birçok etki kullanış sıklığı, kullanılan doz ve kişinin bireysel özelliklerine bağlı olarak çıkar.” dedi. 
Kafeinin anksiyete (kaygı) ve panik atak öyküsü olanlarda anksiyeteyi ve panik atakları tetikleyebildiğini de belirten Prof. Dr. Uzbay, “Bununla beraber aşırı düzeyde tüketilmedikçe normal dozlarda alınan kafeinin anksiyete ve panik atak üzerine önemli bir yan etkisi yoktur” dedi.

12 Mart 2016 Cumartesi

KİRALIK EVLER İÇİN DEKORASYON ÖNERİLERİ!

Kiralık bir eve taşındığınızda dekorasyon konusunda bazı noktalara dikkat etmeniz gerekir. O ev sizin değildir ve evde yapacağınız düzenlemeler ev sahibinizi de ilgilendiriyor olabilir.

Bu yüzden hem ev sahibi ile aranızı açmayacak hem de kendi evinizdeymiş gibi rahat etmenizi sağlayacak dekorasyon önerileri hazırladık sizler için.

Kiraya çıkmayı düşünüyorsanız, önerilerimize mutlaka göz atın deriz.


1. Depolama Alanları Ekleyin!




Kiraya çıktığınız evde hayat kurtaran çözümlerden biri depolama alanları yaratmaktır. Kitaplıklar, raflar, kutular yeni evinizde ıvır zıvırı derler toparlar. Üstelik sırf yer olmadığı için eşyalarını atma derdinden de sizi kurtarır.  Kiralık evinizdekullanabileceğiniz kitaplık modelleri:  www.evmanya.com/kategori/474-kitaplik


2. Dolap Kulplarını Değiştirin!


Eğer kiraladağınız evin dolap kulpları eski ya da kırıksa bunları yenileri ile değiştirin. 

3. Pencere Pervazlarını Gizleyin!




Pencere pervazları kiralık evlerin değiştiremeyeceğiniz, daha doğrusu böyle bir masrafa girmek istemeyeceğiniz bölümleridir. Bu yüzden eski, kırık dökük pervazları perdelerle örtmek en mantıklı çözümdür.

4.  Dolapları Boyayın!




Özellikle kiralık evinizdeki mutfak dolaplarını boyayabilir ya da astar atabilirsiniz. Hijyenin önemli olduğu bu alan için biraz emek ve zaman harcamanız sizin yararınıza olacaktır.

5. Tarzınızı Yansıtan Aksesuarlar Kullanın!




Kirada oturuyor olabilirsiniz ama bu durum dekorasyon tarzınızdan taviz vermenizi gerektirmez. Kiralık evinizde de kişiliğinizi yansıtan aksesuarları kullanmaya özen gösterebilirsiniz.

8 Mart 2016 Salı

Yenilenen KELEBEK!


Her evin bir rutini vardır… Hani, hafta sonu sabahları yapılan uzun dakikalar süren o kahvaltılar gibi. Ya da akşam yemekten sonra birlikte izlenen haber bültenleri gibi. Bazıları hayatımızın bir parçası olur zamanla. Nasıl somutlaştırmalı? Misal, nasıl ki Sezen Aksu’nun her albümü evimize giriyorsa, hayatımıza her daim eşlik ediyorsa her sabah evimize giren bir gazete de var. Kelebek! Benim için çok şey ifade ediyor Kelebek. Bir kere büyük alışkanlık, bağımlılık. Yıllardır hayatımızda olan bir dosttan farksız.
Her sabah kahvaltıda güne enerji ile başlamak için güzel bir neden Kelebek. Şimdilerde televizyonda sıkça görüyorsunuz, yeni, yepyeni bir Kelebek’ten söz ediliyor. Sahi ne değişti Kelebek’te?
Bildiğimiz renkli Kelebek, bu özelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş. Özüne dokunmamışlar yani. Kelebek enerjisi korunurken yazar kadrosunda ve içeriğinde ciddi çeşitlilik sağlanmış. Her şeyden önce hafta içi her gün tam 2 Kelebek görüyoruz. Bu da daha çok hayat, daha çok içerik demek! İçinde birbirinden ilgi çekici dosya konuları var.
Bir kadın ne ister? Cilt bakımı, evde pratik olarak yapabileceğimiz güzellik uygulamaları, sağlıklı beslenme sırları… İşte hepsi yenilenen Kelebek’te var. Bir de bu bilgileri kesip saklamak, defterlere yapıştırmak isteyenler için de tabloid boy (mini boy) olarak bize ulaşıyor gazete.
Yazar kadrosundan bahsetmek gerekirse, Sahrap Soysal, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Gülben Ergen, Cengiz Semercioğlu, Onur Baştürk, Melike Karakartal, Ömür Gedik, İzzet Çapa, Gonca Vuslateri, Kenan Erçetingöz, Sibel Arna bu yeni konsept içerisinde yazılarını takipçileri ile buluşturuyor.