Marka Güncesi: Ocak 2016

22 Ocak 2016 Cuma

HANGİ KİTAPLARI ALIYORUZ? NELER OKUYORUZ?


Çocuklarınıza ne tür yayınlar okuyorsunuz? Ya da küçük yaşlardan itibaren kitapla temas etmesine yeterince önem veriyor musunuz? Bizim en önem verdiğimiz konuların başında bu geliyor. Demir, kitaplarla vakit geçirmeyi çok seviyor. Kimi zaman bizim okumamızı istiyor, kimi zaman da kendi dünyasında resimlerden bir hikaye yaratıyor ve bize anlatıyor. Bu onun hayal dünyasını da etkileyen ve belirleyen bir konu. İlgimizi çeken kitap ve yayınevlerini de buradan zaman zaman aktarmaya çalışıyorum. Instagram'dan da paylaşmıştım geçenlerde Pöti Kare yayınları bu anlamda bizim kendimize çok yakın hissettiğimzi ve yayınlarını takip ettiğimiz bir çizgide, işler çıkartıyor. Hikaye kitapları, su dokuları,, etkinlik kitapları ve pek çok alternatif yayın mevcut, kataloglarında. 0-9 yaş için farklı kitapları bulunuyor. Biz şu aşamada 3 yaş için olan yayınlarını alıyoruz tabi: )


Kitapları için en belirleyici özelliğin canlı renkleri  (bu noktada baskı kalitelerini vurgulamak doğru olacaktır) ve kurguları olduğunu söyleyebilirim. Kitap alışverişimizde önceliklendirdiğimiz birkaç yayınevi var, Pöti Kare yayınlarının geniş katalogu da bu liste arasında ilk sıralarda yer alıyor. Ulaşması da hayli kolay, internet üzerinden de sipariş verebiliyorsunuz. Ben yoğun çalışma hayatı içerisinde alışverişlerimi genellikle internet üzerinden gerçekleştiriyorum. Yayınevinin web sitesini incelemek isterseniz buraya tıklamanız yeterli.

İŞTAH KESEN ÇORBANIN REÇETESİ!


Kısalan günler ve güneş ışığı ile temasımızın azalması sonucunda vücudumuzda D vitamini sentezi azalıyor. Bu da mutlu hissetmemizi sağlayan seratonin hormonunda azalmaya sebep oluyor. Seratonin salgılamanın bir diğer yolu, karbonhidrat tüketmek olduğu için karbonhidrata duyduğumuz çekim giderek artıyor.

Psikolojik sebeplere gelince; can sıkıntısı gibi sebeplerle yemeğe yöneldiğimiz gibi, aslında Dünya’da oldukça sık rastlanan “mevsimsel yeme sendromu” ile de karşı karşıya olmamız mümkün. Mevsimsel yeme sendromu yaşayan kişiler, mevsime bağlı yaşadıkları depresyonu farkında olmadan karbonhidratla tedavi etmeye çalışıyor. Yapılan araştırmalar bu sorunu yaşayan kişilerin günde yaklaşık 800 kalori daha fazla almaya meyilli olduklarını da saptamış durumda. 


Kahvaltıyı atlamayın… Kahvaltı etmeyen kişilerin, düzenli kahvaltı eden kişilere göre günlük kalori alımı daha fazla. Gün boyunca enerjik, mutlu ve tok hissetmenin en temel taşı ise kahvaltı.

Sıvı almayı ihmal etmeyin… Su ve bitki çayları gibi sağlıklı sıvılar tüketildiğinde sadece metabolizmayı hızlandırmakla kalmıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar, yetersiz sıvı tüketen kişilerin daha fazla açlık hissettiğini gösteriyor. Beyinden gelen susuzluk ve açlık sinyallerini kişi bazen karıştırabiliyor. O nedenle canınız birden yemek istediğinde önce su için ve gerçekten aç mısınız değerlendirin.

Her öğünde protein alın… Proteinli yiyecekler hem sindirilme süreleri boyunca metabolizmayı hızlandırırlar, hem de daha uzun süre tokluk sağlarlar. Her ana öğününüzde süt ürünleri veya et, tavuk, balık gibi hayvansal kaynaklı bir proteine yer açın.

Çorba için… Öğünde çorba içen kişilerin daha uzun süre tok kaldığı ve öğünde çorba tüketmeyenlere göre öğünde yaklaşık 100 kalori daha düşük tüketmeye meyilli oldukları biliniyor. Öğünlere birer kepçe; az yağlı ve bol sebzeli çorba ilave edin.

Omega-3’ten zengin beslenin… Omega-3 yağ asitleri depresyona iyi gelir ve daha mutlu hissetmemize yardımcı olur. Böylece mutlu olmak için daha fazla karbonhidrata ihtiyacımız kalmaz. Omega-3 yağ asidinin en kaliteli kaynağı balıktır. Kuruyemişler, keten tohumu, Chia tohumu, semizotu gibi besinlerde bitkisel omega-3 kaynaklarıdır. 

İŞTAHINIZI KESECEK KIŞ ÇORBASI

Malzemeler (4 kişilik)
2 tatlı kaşığı zeytinyağı, 1 orta boy beyaz soğan, 1 çay kaşığı tuz, 2 diş sarımsak, 2 tatlı kaşığı rendelenmiş taze zencefil, 1 kilogram havuç, 1 adet tatlı patates, 6 bardak su, 8 tam ceviz, 1 su bardağı yoğurt, kıyılmış maydanoz, 1 tatlı kaşığı pul biber.

Yapılışı: Zeytinyağında kıyılmış soğanı yakmadan çevirin. Üzerine rendelenmiş zencefili, tuzu ve ezilmiş sarımsağı ekleyip 2 dakika soteleyin. Yıkanmış, soyulmuş ve küp küp doğranmış havuçları ve patatesi ekleyin. Suyunu ilave edin. Yirmi beş dakika kadar malzemeler yumuşayıncaya kadar orta ateşte pişirmeye devam edin. Bir kapta yoğurt, pul biber ve maydanozu harmanlayın. Cevizleri kıyın. Malzemeleri ateşten alın ve blenderdan bulamaç haline gelinceye kadar geçirin. Yoğurtlu karışımı ve cevizleri ilave edip iyice karıştırın ve servis yapın. Afiyet olsun.


KIŞ KİLOLARINDAN ''SÜT İÇEREK'' KURTULUN!

 
Sıra geldi kilolardan kurtulmanın yollarına! :) Çok güzel ve pratik bir bilgi edindim. Hemen sizinle detaylarını paylaşmak istiyorum.

Kış soğukları ile alınan kiloların sağlıklı bir şekilde verilebilmesi ve açlık hissinin giderilmesi için günde 2 bardak süt içilmesi öneriliyor.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, düzenli olarak her gün içilen iki bardak sütün düzensiz ve sağlıksız beslenmeyle alınan kiloları önlemede önemli bir rol oynadığını açıkladı.
Sağlıklı olmak için vazgeçilmez bir besin olan sütün aslında hayatın her döneminde mutlaka tüketilmesi gerektiğini vurgulayan İnanç,“Fazla kilo’ neredeyse çağımızın temel sorunu. Kilo sorununun minimum düzeye inmesi için sağlıklı ve uzun süre tok tutan glisemik indeksi yüksek yiyecekler tüketilmesi öneriliyor. Düzenli olarak her gün içilen iki bardak süt de düzensiz ve sağlıksız beslenmeyle alınan kiloları önlemede önemli” dedi.
İnanç ayrıca, kış mevsiminde görülen bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu üst solunum yolu enfeksiyonlarında artma olurken, içeriğinde 40’tan fazla besin öğesi bulunan süt tüketiminin grip, soğuk algınlığı, farenjit gibi kış hastalıklarının önlenmesinde önemli rol oynadığını da söyledi.

Sağlıklı süt tüketiminin temel kuralının, ambalajlı sütleri tercih etmek olduğunu belirten İnanç, uzun ömürlü sütün tamamen kapalı ortamda ışık ve hava gibi dış etkenlerle teması önleyen aseptik ambalajlarda doldurulduğunu belirtti. Sokaktan alınan sütü mikroplardan arındırmak için, 90 ila 95 derecede 10-15 dakika kaynatmanın mikropların tamamını öldürebileceğini söyleyen İnanç, sütün kaynatıldıktan sonra içindeki vitaminler başta olmak üzere besin değerlerinin yüzde 50 ila 90 oranında azaldığını da sözlerine ekledi.

11 Ocak 2016 Pazartesi

DOMUZ GRİBİNDEN KURTULMANIN YOLU!


Son günlerde ''domuz gribi'' kabusu yeniden hayatımıza dahil oldu. 3 kişinin ölmesi ve bu şikayetle hastaneye giden insanların sayıca artması artık bu duruma karşı çok daha temkinli olunması gerektiği sonucunu ortaya çıkartıyor. Peki domuz gribini nasıl anlayacağız ve nasıl tedavi edilecek? Başımıza bu hastalığın gelmemesi için ise nasıl korunacağız?

Nasıl tanı konuyor?
Grip belirtileri ile bir sağlık kuruluşuna başvurduğunuzda gribin türünü belirlemek için kan testleri yapılıyor. Testin influenza A pozitif sonuç vermesi ise domuz gribi anlamına gelmiyor. Hastanın durumu çok ciddiyse ve domuz gribini düşündürüyorsa hekim hastadan isteyeceği özel ve ileri testlerin sonuçlarına göre gribin tanısını koyuyor. Burada asıl amaç; domuz gribi varsa hastayı izole etmek, tedavi altına almak ve toplum sağlığını korumak.

Nasıl tedavi ediliyor?
Domuz gribi aslında H1N1 (Influenza A) adlı mevsimsel grip virüsünün kendini değiştirerek daha dayanıklı hale gelmiş haliyle oluşturduğu grip demek. Dolayısıyla insanlar daha az sıklıkla domuz gribi virüsü ile karşılaşıyor fakat daha ağır hastalık geçiriyorlar. Mevsimsel grip ile domuz gribi arasındaki farklara baktığımızda hastalık belirtilerinin daha ağır ve ciddi olduğunu görüyoruz. Domuz gribinde ateş daha yüksek, hapşırık ve burun akıntısı daha az, solunum güçlüğü ve zatürre sık görülüyor. Yine domuz gribinde kas ağrıları ve halsizlik mevsimsel gripten daha fazla. Hal böyle olunca domuz gribi olan hemen her hasta hastaneye yatarak tedavi olmak durumunda kalıyor.

Nasıl korunuruz?
Ne yazık ki mevsimsel grip ve domuz gribinde kesin tedavi yöntemleri bulunmamaktadır. Bol sıvı almak, ateş düşürücü ilaçlar kullanmak ve dinlenmek ana tedavi şekli. Ana bulaşma kaynağı salgılar olduğundan ellerimizi sık sık yıkamak, öpüşüp sarılmamak, salgın şüphesinde koruyucu maskeler takarak kendimizi korumak çok önemli.
Özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olanlar hem mevsimsel gripten hem de domuz gribinden ciddi olarak etkileniyor. Daha fazla risk altında olanlar aşılanma ile grip virüslerinden korunabiliyor. Sonuç olarak her grip domuz gribi değil fakat domuz gribini tanımak ve ondan korunmak hayati önem taşıyor.

9 Ocak 2016 Cumartesi

BÖYLE BİR ALIŞVERİŞ İNDİRİMİ GÖRÜLMEDİ!



 http://bit.ly/1ZTixMu
Biz kadınlar için alışveriş bir yaşam biçimi! Ve kendi kıyafetlerimiz, bakımımız kadar evimizi de güzelleştirmeyi seviyoruz.  Mutfak, banyo, yatak odası kısacası evimizdeki tüm alanlar küçük dokunuşlarla farklılaşabilir. Bu şekilde de yaşam alanımıza güzel renkler kazandırabiliriz. Ev ürünleri konusunda alışveriş söz konusu olunca adresim hep Madame Coco oluyor. Her şeyden  önce çok fazla mağazası var. Ulaşması çok kolay. Bunun dışında ürün çeşitliliği ve kalitesi tercih etmemde ciddi önemli bir faktör. Ürün çeşitliliği demişken hemen sizi buraya alayım, tık tık!

Şu anda bu yazıyı yazma sebebim yeni kampanyaları %50 + % 20 kampanyaları. Ürünlere tükenmeden bir bakın, bu derece uygun bir kampanya gerçekten kaçmaz. Ben banyomuzu yenilediğimiz için şu sıra banyo ürünlerine ve son zamanlarda sıkıcı bulduğum yatak odamızı renklendirecek ciddi bir Madame Coco alışveriş yapmış olabilirim: ) Eşim bu kadar çok ürünü aldığım tutarı duyunca çok şaşırdı. E %50 + % 20 gibi bir indirimden bahsediyorum. Bu denli bir indirim ve bu ürün çeşitliliğini kaçıramazdım.


 http://bit.ly/1ZTixMu  

7 Ocak 2016 Perşembe

TEN UYUŞMAZLIĞI NEDİR? ÇÖZÜMÜ VAR MIDIR?

http://bit.ly/1ZTixMu

Son zamanlarda sağlık konusunda gözlemlediğim bir durum var. Cinselliği yeterince konuşmuyoruz. Diğer konuları konuşsak da konu cinselliğe gelince sus pus oluyoruz. Ama internette en çok bu konuları arıyor ve çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bir de oğru bilgilere ulaşmada sıkıntı yaşıyoruz. Şimdi çok sık yaşanan hatta evlilikleri bile bitirme noktasına gelen ''Ten Uyuşmazlığı'' (Detay için tıklayın) konusunu doğru bilgilerle size aktaracağım. Evlilik ve boşanma terapisti Uzman Psikolog Gamze Eser'den edindiğim bilgilere göre işte Ten Uyuşmazlığı ve çözümleri yazımın devamında. 

Eşlerin tek taraflı veya karşılıklı olarak diğerinin teninden haz almaması ya da hoşlanmaması durumudur. Ten uyuşmazlığı sadece ilişkinin başında yaşanan bir şey değildir, sonradan da oluşabilir. Çoğunlukla rutinin içinde eşlerin kaybolmasıdır.
Görücü usulü evliliklerin hala devam ettiği toplumuzda ilk gece böyle bir sürprizle karşılaşılması olasıdır. Cinselliğin sağlıklı yaşanabilmesinin ilk koşulu eşlerin uyumudur. Ruhsal ve fiziksel olarak uyumlu olan çiftlerin ilişkileri sağlıklı olacaktır.
Birbirlerine dokunmaktan rahatsız olan, haz duymayan, cinselliğin kabus haline geldiği ilişkilerin temel sorunu olan ten uyumsuzluğu ne yazık ki tedavi edilebilen ya da geçici olan bir durum değildir. 
İlk dönemde ten uyumsuzluğu olmayan çiftlerde eşlerden biri ilişkinin monotonluğundan yorulmuş ve farklılık arıyor olmasına ikincil ten uyumsuzluğu adı verilmiştir. Bu durumda da cinsel birliktelikler haz verici olmaktan çıkar.
İlişkinin başında yaşanan ten uyumsuzluğu çözülemezken,ikincil ten uyumsuzluğu da dediğimiz sonradan oluşan ten uyumsuzlukları evlilik terapistleri ya da cinsel terapistler tarafından başarıyla çözülebilmektedir.
Cinsel bakımdan uyuşmadıklarını söyleyenler, aslında kendi cinsel isteklerinin daha az olduğunu ya da zevk aldıkları cinsellik biçiminin eşlerinden farklı olduğunu anlatmak istemektedir. Bu duruma daha çok ilişkilerin ilk dönemlerinde veya evliliklerin ilk yıllarında rastlanmaktadır.
Uyumsuzluğun bir nedeni de, eşlerin cinsel isteklerinin ve haz alma biçimlerinin aynı olmamasıdır.

http://bit.ly/1ZTixMu
Erkek her gece birlikte olmak isterken, kadın için birliktelik haftada bir yeterli geliyor olabilir. Bunun tersinin de olması mümkündür. Ayrıca diğer önemli bir konuda gerçek sevginin olmadığı ilişkilerde bu uyuşmazlığın kaçınılmaz olduğudur. Farklı sosyokültürel ve sosyoekonomik kesimler yine cinsellik konusunda farklı tutumlara sahiptir ve birliktelikleri ikincil ten uyuşmazlığını doğurabilir.
Birincil ten uyuşmazlığı dediğimiz ilişkinin başında yaşanan,sonradan oluşmamış uyuşmazlık problemlerinde en iyi çözümün ne yazık ki erkeğinde kadınında daha mutlu olabileceği bir başka eş aramalarıdır. Bu durum bir rahatsızlık olmadığı için tedavisi de yoktur.
Ancak; ten uyumsuzluğunun nedeni eşlerden birinin geçmişte yaşadığı bir travmaya neden olan kişi ile benzerlik ise terapi ile çözüm mümkün olabilir. Hipnoterapi ve regresyon terapisi bu konuda etkili bir yöntemdir. Çiftelerin birbirlerine açık olmaları, hissettiklerini,zevklerini,isteklerini, istemediklerini birbirlerine açık şekilde dile getirmeleri ikincil ten uyuşmazlığının çözümünde büyük önem taşımaktadır. Bu konuda ilerleme kaydedemeyen çiftler bir cinsel terapist yardımıyla çözüme ulaşabilirler.

ÇOCUKLARDA ASTIMI ENGELLEMENİN YOLLARI!


Çocuklarımızın sağlığı şu hayattaki en büyük önceliğimiz şüphsiz. 2 öksürdüklerinde bile nasıl telaşlanıyoruz ve pimpirikleniyoruz. Anne-baba olarak böyle hissetmemiz çok normal elbette. Onları en iyi şekilde görmek her zaman sağlıklı olmalarını sağlamak en önemli görevimiz. Bazı kronik rahatsızlıkların önüne geçemeyebiliyoruz. Ancak pek çok hastalığı erken farkedip, onları maksimum derece korumak da bizim elimizde. Bu kez çocuklarda astım hastalığı ile ilgili bilgi paylaşmak istedim sizinle. İlginçtir her 7 çocuktan birinde astım hastalığına rastlanıyormuş. Ne kadar yaygın bir oran değil mi?
Çocuklar özellikle oyun oynadıktan, koştuktan, egzersiz yaptıktan sonra gelişen, nefes sıkışması, öksürük, hırıltı gibi belirtiler astımın en önemli belirtileri. Astımlı çocukların akciğerleri diğer çocuklara oranla çok daha fazla hassastır. Bu nedenle astımlı çocuklar diğer çocuklara göre daha sık hasta olur. Astımı olan çocuklar soğuk havadan, kokudan daha çok etkilenir. Soğuk havanın doğrudan, ağız ve burundan nefes yoluyla girmesi burunda tıkanma ve akciğerde bronşlarda spazm yaparak alerjik nezle belirtileri ve astım atağına neden oluyor. Bu nedenle soğuk havalar astımı olan çocuklarda bir tehlike yaratıyor.

Soğuk havalarda genelde ev içinde fazla kalınması ve gribal enfeksiyonların fazla olmasından dolayı da astım atakları daha sık gelişiyor. Tüm bu sebeplerden dolayı ebeveynler çocukları için kar soğuğuna karşı önlem almalıdır. Bu önemlerden bazıları;
  • Soğuk havayla doğrudan temas önlenmelidir. Bunun için ağız ve burnu kapatan kaşkol veya daha iyisi rüzgar maskesi kullanılabilir.
  • Özellikle kayak yapmak isteyen astımlı çocuklar rüzgar maskesi ve kar gözlüğü kullanmalıdır. Böylelikle soğuk havanın ısısı biraz yumuşatılarak, soğuk hava doğrudan akciğere ulaşamayacaktır.
  • Astımlı çocuklarda genelde alerjik nezle ve alerjik göz olduğu için burnun ve gözlerin de soğuktan korunması önemlidir. 
Astımda Görülen Öksürüğün Diğerlerinden Farkı
  • Öksürük özellikle uyuduktan 1-2 saat sonra veya sabaha doğru olur.
  • Öksürük veya hışıltı nedeniyle gece uyanma olur.
  • Oyun oynadıktan veya egzersiz yaptıktan sonra öksürük artar, çok fazla gülmek ve çok fazla ağlamak öksürüğü şiddetlendirir.
  • Öksürük inatçı olup, balgam çok zor sökülür.

ERKEKLERİ GÜÇLENDİREN 10 SİHİRLİ BESİN!

http://bit.ly/1ZTixMu

Hep kadınlar için yazacak değilim ya! Takip eden beyler olduğunu da biliyorum. Bu kez onlar için bir şeyler yazayım istedim. Günümüzde artık erkekler de en az biz kadınlar kadar kendilerine dikkat ediyorlar. Sağlıklarına önem veriyor ve spor ve beslenmelerini son derece önemsiyorlar. Oxford Brookes’ta eğitim alan Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber, daha güçlü ve sağlıklı bir erkek olmak için tüketilmesi gereken besinleri listelemiş. Ben de bu besinleri sizinle paylaşıyorum. Tıklayın.
  • Domates: Kırmızı yapısının içinde barındırdığı laykopen ile özellikle prostat sağlığı açısından çok önemli bir besindir. Yeterli laykopen tüketen erkeklerin prostat kanserine yakalanma riskinin daha düşük olduğu biliniyor.
  • Yabanmersini: Güçlü antioksidan yapısı ile vücudu toksinlerden arındıran bu besin kalp sağlığını desteklemek ile kalmıyor aynı zamanda erkeklerin kadınlara göre daha duyarlı olduğu ileri yaşlarda hafıza problemleri yaşama riskini de azaltıyor.
  • Brezilya Fıstığı: İçerdiği sağlıklı yağlar ile kalp sağlığını destekleyen Brezilya fıstığı yüksek selenyum içeriği ile de sperm sağlığını destekliyor ve sperm hareketliliğini arttırıyor.  
  • Brokoli: Birçok erkek sevmese de brokoli aslında sofralarda mutlaka bulunması gereken besinlerin başında geliyor. İçerdiği sülfürlü birleşikler kansere karşı koruma sağlıyor. 
  • İstiridye: Yüksek oranda çinko içeren bu besinin aynı zamanda afrodizyak etkisi olduğu düşünülüyor.
  • Tam tahıllar: Tam tahıllı ekmekler, esmer pirinç, intergral makarna gibi tam tahıllar sağlıklı karbonhidrat kaynaklarıdır. Yeterli karbonhidrat tüketimi, vücut kaslarının korunmasını sağlar.  
  • Sarımsak: Kokusu nedeniyle genelde tüketmeye çekinsek de, Amerika Kanser Enstitüsü sarımsağın erkeklerde prostat kanserine yakalanma riskini azalttığını açıklamıştır. 
  • Somon: Erkeklerin kalp hastalıklarına yakalanma riskinin özellikle orta yaşlardan sonra kadınlara göre daha yüksek olduğu bilinen bir gerçek.
  • Yumurta: Beyazı yüzde yüz protein içerdiğinden ötürü vücutta kas kitlesini arttırmaya yardımcıdır.
  • Avokado: İçerdiği sağlıklı yağlar ile kalp sağlığını korumaya destek olan avokado aynı zamanda yüksek antioksidan içeriği ile deri ve göz sağlığı açısından da önemlidir.

6 Ocak 2016 Çarşamba

PLAH-DOH OYUN SETİ DENEYİMİMİZ: İNŞAAT KAMYONU BUZZ


Merhaba sevgili marka güncesi okurları;

Blogumu açtığım ilk günden bu yana hep size kendi hayatımda deneyimlediğim ve doğru olduğuna inandığım bilgi ve deneyimlerimi aktarmaya çalıştım. Bir anne olduğum için elbette bloğumda oğlumla ilgili bolca deneyim yazım da mevcut. Bu kez çocuklarımızla kaliteli vakit geçirmek noktasından hareketle oyun hamuru ve oyun setleri ile neler yaptığımızı paylaşmak istedim. Çok sık kullanılsa da tam olarak hangi noktalarda çocuk gelişimine katkı sağladıklarının yeterince bilinmediğini düşünüyorum.

Çocukların neredeyse her şeyi oyunla öğrendiklerini biliyoruz ve özellikle küçük yaşlarda öğrendikleri veya öğrenemedikleri ileriki yaşlarını da nasıl derinden etkiledikleri de bir gerçek. Bu nedenle ona oyuncak alırken ya da bir oyun kurgularken en çok o zamanı güzel ve verimli geçirmeye çalışıyorum. Özellikle çalışan bir anne olduğum için zaten birlikte geçirebildiğimiz sınırlı saatlerimiz var. Bu süreyi de verimli değerlendirmek gerektiğine inanıyorum.

Bu doğrultuda bir oyun hamuru delisi olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu alanda hepimizin en çok güvendiği ve yaygın olarak tercih ettiği markanın Play-Doh olduğu da bir gerçek. En azından ben kendimde ve çevremde bu yönde bir satın alma kararı görüyorum.

Çocuğunuz araba delisi mi?

Bazı çocuklar gerçekten seçtikleri oyuncakların dışında başka şeylere bakmıyor. Ben de çocuğumun bu özelliğini bildiğim için hem gelişimine katkı sağlayacak, hem oyuncağa yaratıcılığını katabilecek hem de en sevdiği şey olan araba konseptinden dolayı harika bir set keşfettim. Play-Doh’un oyun setleri bizim hamur aşkımızı ikiye katladı. Geçen gün iş çıkışı ne alsam diye düşünürken bu oyun setlerinden “İnşaat Kamyonu Buzz”ı gördüm ve aldım. Malum bizimki araba delisi. Oyun setinde kamyon ve hamur bir arada bulunuyor. Zaten renklerin çoğunluğunu öğretmiştik (bu aşamada da hamurların katkısı büyük oldu bize). Bu setin içinden çıkan ‘’kahve rengi’’ni henüz bilmiyordu. Tamam bunu da öğrendik bu setle! Dakika bir gol bir şeklinde oldu: ) Ben şu anda bu yazıyı yazarken Playdoh’un İnşaat Kamyonu Buzz’a istediği renkte oyun hamurunu yerleştirerek inşaat hamuru karıyor bizim ki. İlk önce yapacağı evin rengini söylüyor sonra kamyonuna o hamuru yerleştiriyor. Kamyounun parçalarını ise şipşak çözdü J Bazen diyorum bunlar bizden daha akıllı diye :)

Her şeyden önce bu setler ile şekil, renk, ince motor becerisi, yaratıcılık gibi çok önemli ve temel bilgileri öğreniyor çocuk. Daha doğrusu keşfediyor. Keşfederek öğrendiği için de hiç unutmuyor ve belleğine yerleştiriyor. Ve bu setlerle yapabileceklerimiz hiç bitmiyor. Yaş olarak çok küçük bir çocuk renkleri tanırken daha büyük bir çocuksa hangi renkleri karıştırarak hangi paylaşımı yapabileceğini öğrenebilir. 


Ana renkleri (kırmızı, sarı, mavi gibi) bir kağıda kategorize ederek yerleştirebilir, çocuğun bu renkleri karıştırarak yeni renkler elde etmesini ve bunu elde ettiğindeki hazzını gözlemleyebilirsiniz.

Keza sayıları şekilleri de benzer şekillerde oyunlar kurgulayarak öğretme şansımız var. Benim çok sevdiğim bir arkadaşımın kızı, hayvanlardan korkuyordu ve bu oyun setleri sayesinde hayvan figürleri yaparak onlarla bir dünya kurarak bu korkuyu yenmesini sağladılar. Düşündüğünüz zaman ne kadar küçük bir adım ama çocuğumuzun dünyasında özellikle hayal dünyasında nasıl güzellikler yaratabiliyor.


Benim geçtiğimiz aylarda oğluma aldığım dişçi oyun seti ile diş fırçalama alışkanlığını oturtmamızda yardımcı olduğumu biliyor muydunuz? O kadar çok alternatif set var ki. Bunları çok yaratıcı şekilde kullanabilip çocuk gelişimine bu setlerin katkı sağlamasına imkan verebilirsiniz. 
Yeni deneyim yazılarında görüşmek üzere! 
Herkese mutlu seneler!

5 Ocak 2016 Salı

YENİ TEMİZLİK KEŞFİM: VISSMATE


Temizlik şüphesiz sağlıklı yaşam için en öncelik verdiğimiz konuların başında geliyor. Özellikle evde küçük bir çocuğunuz varsa ve en kuytu köşelere bile girip çıkıyorsa bu konu çok daha önem kazanıyor şüphesiz. Yeni tanıştığım bir temizlik ürününden bahsetmek istiyorum size. Son zamanlarda reklamlardan değil belki ama eş-dost tavsiyesinden dikkatimi çeken Vissmate ürünün markası.  Vissmate Çam Ormanları, Vissmate Çiçek Bahçesi, Vissmate Deniz Ferahlığı ve Vissmate Limon Gücü olmak üzere 4 altertaifi var. İhtiyaca ve tercihe göre dilediğiniz alternatifi kullanarak denemeye başlayabilirsiniz. Bana göre en önemli farkı ve sahiplendiği nokta ürünün ekstra yoğun kıvam sayesinde uzun süre yüzeyde kalması ve hijyenik koruma etkisini uzun süre devam ettirmesi.


Diğer bir nokta ben bir ürün satın alırken  ifiyat ve fayda dengesine çok önemserim. Aslında tasarruf ve ekonomi yapmanın da çok önemli bir aşamasıdır bu. Gereken ürüne hakettiği fiyatı ödemek lazım ama gereğinden fazla ödeme yapmak da bir yerde paramızı sokağa atmak anlamına geliyor. İşte Vissmate sağladığı faydaya göre çok uygun bir fiyat stratejisi izliyor. Bu da onunla tanışmanız için güzel bir fırsat diye düşünüyorum.
Ne kadar yazsam da anlatsam da denemeniz kadar etkili olmayacaktır mutlaka. O nedenle bir an önce size en yakın satış noktasından ürünü temin edin ve yukarıda yazdıklarımı deneyimleyin derim...