Marka Güncesi: Kasım 2015

30 Kasım 2015 Pazartesi

ERKEN MENOPOZ RİSKİNE ÇÖZÜM: YUMURTA DONDURTMA


Annelik şüphesiz, biz kadınlara sunulmuş en büyük hediye. Bunu, karşı cinsin anlaması çok mümkün değil. Özellikle anne olabilmek için özel çaba sarfetmiş, bu uğurda yıpranmış bireyler bunu çok daha derinden hissediiyor. Anne olabilmek için yumurta dondurtulduğunu geçtiğimiz günlerde bir magazin haberinde okudum. Magazin sitesinde okudum çünkü ünlü bir kişinin bu yöntemi kullandığı yazıyordu. Ben de bu konu nedir/ ne değildir diye düşünürken güzel bir bilgi paylaştı benimle Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir. Dilerseniz onun yorumlarını ve açıklamalarını dinleyelim.

“Kadınların ilerleyen dönemlerde çocuk sahibi olmak için başvurduğu yumurta dondurma yöntemi, eskiden sadece kanser hastalarında uygulanıyordu. Ancak 2014 yılının son aylarında Sağlık Bakanlığı tarafından tüp bebek yönetmeliğinde yapılan değişiklikle erken yaşlarda yumurtalık rezervi azalmış veya erken menopoza girme riski olan kadınların da bu durumunu kanıtlaması şartı ile yumurtalarının dondurulmasına izin verildi.”

DOĞURGANLIK KORUNMALI

Ferti-Jin Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Klinik Direktörü, Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, “Yumurta dondurma işlemi kanser hastası kadınların anne olma hayalini gerçekleştiriyor. Yumurta dondurma işlemi, en çok kanser tedavisi görecek kadınların yumurtalarının zarar görmemesi ve ileride anne olabilmeleri için kullanılıyor” diyor.

“Dünyada yapılan birçok çalışma ile dondurulmuş yumurtalarla ve yumurtalık dokusunun vücudun farklı bölgelerine konmasıyla gebelikler ve canlı doğumlar bildirilmektedir. Gün geçtikçe gelişen teknoloji ve kanser tedavilerindeki ilerlemelerle, hayatta kalma oranlarının artması; doğurganlığın korunmasını da sağlamaktadır.

HASTANIN ÇOCUK ARZUSU DİKKATE ALINMALI!

Kullanılan kemoterapi ve radyoterapi, kadınlarda yumurtalık fonksiyonlarını etkileyerek, erken yumurta yetmezliği dediğimiz erken menopoza yol açmaktadır. Bu sebeple onkologların tedavi öncesi, hastalarının ilerleyen dönemdeki çocuk arzusunu da dikkate almaları önemlidir.
 
 
KISIRLIKTAN KORUYUCU YÖNTEMLER ANLATILMALI

Hastaların; tüp bebek uzmanları, radyasyon ve medikal onkologlar tarafından değerlendirilip kısırlıktan koruyucu yöntemler hakkında bilgilendirilmesi sağlanmalıdır. Hastanın psikolojisi ve düşünceleri de önemsenerek bir tedavi protokolü oluşturulmalıdır.”

Yumurtaların dondurulması

Radyasyon ve benzeri nedenlerle yumurtalıklarına zarar gelebilecek kadınlardan alınan yumurtalar daha sonra tüp bebek uygulamalarında kullanılma üzere dondurulabiliyor. Yumurtaların dondurulması embriyo ve sperm dondurulması işlemine göre daha zordur, yumurtaların bu işleme dayanıklılığı diğer hücrelere göre daha azdır. Dondurulmuş yumurtalarla yapılan tüp bebek uygulamaları ile gebelikler elde edilmiş ve bebekler doğmuştur.

Yumurtalıkların dondurulması
 
En önemli gelişmelerden biri kadınların yumurtalıklarından alınan dokuların dondurularak saklanması ve ileride yumurta elde etmekte kullanılabilmesi. Bu yöntem özellikle radyasyon tedavisi görecek genç kız veya kadınların ileride sağlıklı çocuk sahibi olabilmesini amaçlıyor. Dondurularak saklanan doku parçaları tekrar yumurtalıklara yerleştirilerek gebelik elde edilmeye çalışılıyor. Erkek yumurtalık dokusu (testis) ile de benzer çalışmalar sürdürülmektedir.

Yumurta dondurma işlemi nasıl yapılıyor?

Yumurta dondurma işleminin başlangıcı; tüp bebek tedavi protokolü gibidir. Öncelikle yumurtaların uygun şekilde büyütülmesi veya doğal sikluslarda yumurta takibi, sonrasında da yumurtaların toplanarak saklanması işlemi gerçekleştirilir. Elde edilen yumurtalar çeşitli dondurma teknikleri ile dondurularak saklanır. Özellikle son yıllarda hızlı dondurma (vitrifikasyon) ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Şu anda vitrifikasyon ile embriyolarda ve yumurtalarda çözüldükten sonra yüzde 100'e yakın canlılık oranı elde edilmektedir. Kısa süreliğine, yüksek konsantrasyonda dondurma solüsyonları ile ani ısı düşüşü sağlanarak, hücrenin etrafında cam yüzey olu

26 Kasım 2015 Perşembe

SİRHA İSTANBUL FUARI İZLENİMLERİM!


Bugün Sirha İstanbul Fuarı'na katıldım. Açıkçası çok harika bir fuar olduğunu söyleyemeceğim. Beklentimin çok altında kaldı. Bir kere farklı hiç bir şey yoktu. Standart sunumlar ve ikramlar mevcuttu. Hatta pek çok marka, sanki tadım yapmanız suçmuş gibi bakışlar atıyordu katılımcılara. En beğendiğim marka Metro oldu. Metro'nun Gastronometro standında Paul Da Costa-Greaves güzel bir workshop gerçekleştirdi. Ayrıca Metro yerel ürünleri promote ettiği kampanyası kapsamında etkinlik içerisinde iletişim geçekleştiriyordu.

 

23 Kasım 2015 Pazartesi

GÜZEL KAHVELER İÇİN MEKAN ÖNERİSİ: BREW LAB


Nasıl bir kahve delisi olduğumu biliyorsunuz artık. Ağırlıklı olarak Türk kahvesi bağımlısıyım ama diğer kahve çeşitlerine de hayır demiyorum. Onları deneyimlemek, farklı ülkelerin egzotik kahvelerini tatmak çok güzel. Aslında ben her konuda keşfetmeyi seviyorum. Bir de üzerine sevdiğim lezzetler söz konusu olunca her çeşidini deneyebiliyorum. Birbirinden güzel kahveleri- Türk kahvesi dahil- deneyimleyebileceğiniz güzel bir mekan önermek istiyorum size. Mutlaka, ilk fırsatta gidin görün derim.
Mekanımızın ismi ''Brew Lab'', lokasyounumuz ise Galatasaray. Kronotrop’un Galatasaray’daki eski yerine açılan küçük ve mekandaki kahveler Türkiye barista şampiyonlarından biri olan Özkan Yetik tarafından hazırlanıyor. Mekanı seviyorsunuz ama kahve ile aranız yoksa , güzel haver çay severler de orada alternatif çay deneyimleri yaşayabilirsiniz. Mesela portakallı çay ya da yaseminli çay denemek isteyebilirsiniz.

KİTAP ÖNERİSİ : MAVİ BULUT YAYINLARI KİTAPLARI

Kitaplar, hayatımızın şekillenmesinde, nasıl bir insan olduğumuzda, ilişkilerimizde ne kadar önemli bir paya sahip düşünsenize... Her şey kitaplarla başlamadı mı? İlk hece, ilk aşk, ilk olan her şey... İşte bu bilinci çocuklarımıza öyle 8-9 yaşında veremezsiniz.. Henüz bebekken, ilk adımlarında, ilk hecelerinde verebiliyorsunuz.. Biz de Demir için aynı şeyi yapıyoruz. Henüz 2.5 yaşında ama 2 yaşından bu yana her gün kitaplara temas etmesini sağlıyoruz. Ve artık onun için de bir rutin oldu kitap okumak... Okumak diyorum çünkü kendi dilince  o da okuyor. Resimlerine bakıp anlamlandırmaya çalışıyor , ona defalarca anlattığımız, okuduğumuz masallardan aklında kalanları o da kendi kendine okuyor :)
Son kitap alışverişimizde  tercihimiz Mavi Bulut Yayınları'nın kitapları oldu. O kadar güzel ve renkli bir dünyası var ki Mavi Bulut'un, almamak, o dünyaya ortak olmamak mümkün değil.. Edindiğimiz 3 kitap ''Anahtar'' ''Hayır Hayır, Bana Ne!'' ve ''Kemancı Ayı Masalı'' oldu.  Demir, ''Hayır Hayır, Bana Ne!'' o kadar çok sevdi ki diğer iki kitabı okumadık ona. Kendi dilince hikayeyi bize anlatması yok mu, bayılıyoruz: )
Kitaplar her şeyden önce bu yaştaki çocukların rahatlıkla sayfalarını çevirebileceği ve kolayca yıpranmayacağı gibi çizimleri de ayrıca bir harika! İnsanın çocuk olası geliyor. Mavi Bulut Yayınlarının kitapları 3 yaştan itibaren her yaşa kadar uzanıyor. Zamansız kitapları var bir anlamda.  ''1980 yılından bu yana çocuklara nitelikli ve içerikli yayınlar sunmaya çalışan Mavibulut Yayıncılık, Türkiye’de sadece çocuk kitapları yayımlamak üzere kurulan ilk yayınevidir. '' diye ifade ediyorlar kendilerini. Bu anlamda bir ilki gerçekleştirmeleri ve bu alanaı sahiplenmeleri ise ayrıca takdire şayan!

Ben Mavi Bulut'tan çıkan yeni yayınları sizinle paylaşmaya devam edeceğim. Takipte kalın!
http://www.mavibulut.com.tr/index.php

KİLO ALIMINDA TEHLİKELİ DÖNEMLER!

Kilo almak konusunda tehlikeli dönemler var. Bu zamanlarda normal dönemlerden çok daha dikkatli olmamız gerekiyor. 5-7 yaş çocukluk, adölesan, erken erişkinlik, kilo verdikten sonraki dönemler, sigaradan vazgeçiş, menapoz ve doğum süreçlerinde tehlike çanları ne zaman çalıyor? Hadi şimdi hepsini, en tehlikeli dönemlerimizi dikkatlice inceleyelim.

5-7 Yaş Çocukluk Dönemi
Kilo alımının arttığı dönemler arasında yer alan 5-7 yaş çocukluk dönemi, yağ hücrelerinin sayısının artmasıyla birlikte ileriki yaşlar için tehlike oluşturuyor. Çocuklar için bel çevresi ölçümlerinin alınmasını öneren Bal, bel çevresinin ölçümü vücutta yağ dağılımının iyi bir göstergesi olup, kronik hastalık riskini de tanımlayan bir ölçüm olduğunun da altını çiziyor. Ebeveynler bu süreçte besin tüketimini iyi gözlemlemeliler. Eve alınana abur cuburlardan anne ve baba sorumludur. Bu anlamda kontrollü market alışverişi yapılmalı, sağlıksız besinler eve girmemelidir.

Adölesan Dönem
Ergenlik dönemi büyüme eğiliminin arttığı vücudun yağlandığı, duygusal iniş çıkışlardan dolayı duygusal yemelerin olduğu bir dönem olduğundan kilo artışları da hızlı yaşanabiliyor. Kişi bu dönemde büyüme ve gelişme çağında olduğu için hızlı kilo artışının durdurulması ve boyuna uzamasının gerçekleşmesi gerekiyor. Bu sebeple paketlenmiş ürünlerden (cips, gofret, çikolata gibi), fast food yiyeceklerden (hamburger, patates kızartması, sosisli, çıtır soğan, gibi) uzak durulmalı, ev yemekleri tercih edilmelidir. Ergenlik, iskelet kas sisteminin oturduğu, vücut duruşunun şekillendiği bir dönem olduğundan haftada 3-4 gün 45 dakika düzenli spor yapılmalıdır 

Doğumlar
Art arda gelen doğumlar, dolayısıyla hamilelik ve emzirme dönemleri kadınların kilolarının üst üste eklenmesine sebep oluyor. Hamilelik öncesinde fazla kilo problemi halledilerek ideal kiloda hamile kalınmalıdır. Hamilelik döneminde iki kişilik yemek yerine iki kat özenli yemek gerekir. Bizim toplumumuz yemeyi ve yedirmeyi seven bir toplum olduğundan, özellikle hamile kadınlara enerjisi yüksek besinleri yedirmekte ısrarcıdır. Hamileler de hamileliğin vermiş olduğu duygusallıkla gereğinden fazla kalori alarak doğuma fazla kiloyla gitmekteler. Halbuki, hamilelikte 9-12 kilo almak yeterlidir. 

Erken Erişkinlik Dönemi
25 -35 yaşlar arası genellikle evlilikle birlikte düzenli bir yaşama girilen yaşlar olduğundan çiftler birlikte kilo alabiliyor. Akşam yemeğinden sonra özellikle karbonhidratlı gıdalar tüketilmemeli. Çiftler birlikte fazla kalori almak yerine hafta sonları 1’er saat açık hava yürüyüşleri yapmalı, akşam yemeklerini hafif geçirmeli.

Menapoz
Kadınların menapoz dönemine girmesiyle, azalan östrojen hormonunun da etkisiyle kilo alımları artıyor. Menapoz dönemi duygusal dalgalanmaların yaşandığı, keyifle yemelerin arttığı, karbonhidratlı gıdaların tüketildiği bir dönem olarak geçirildiğinde kilo artışları kaçınılmaz oluyor. Pankreastan salgılanan insülin hormonunun etkisi bu yaşlarda azalmaya başladığı için kan şekerlerinde iniş çıkışlar ani açlık krizlerine neden olarak kilo alımını artırıyor.


Sigarayı Bıraktan Sonraki Dönem
Sigaranın metabolizmayı hızlandırıcı etkisinden dolayı, bırakıldığı zaman kilo artışları yaşanabiliyor. Sigarayı bıraktıktan sonra aburcuburlara yönelmek de fazla kalori alımına sebep olduğu için bu artışı artıyor.

Kilo Verdikten Sonraki Dönem
Hızlı kilo verilen bir diyet sürecinin ardından, diyet süresinde tüketilmeyen besinlere karşı duyulan özlem sonucu kilo artışları tekrarlanabiliyor. Üstelik verilen kilolardan daha fazla alacak şekilde.


20 Kasım 2015 Cuma

YAŞAMI KEŞFETMEK İÇİN DOĞAYA YAKINDAN BAK!


Hepimiz farkındayız ki çocuklar artık sokağa çıkmıyor. Zamanlarının çoğunu kapalı mekanlarda ve  genellikle bilgisayar başında geçiriyorlar. Doğadan kopuk bir yaşam biçimini benimsemesinin sonucu olarak da şişmanlık ve obezite gibi fizyolojik ve algı/duyu dünyalarının zayıflaması, dikkat bozukluğu ve depresyon gibi ruhsal sorunlar yaşama olasılıkları artıyor.
TEMA Vakfı  "Yaşamı Keşfediyorum!" ulusal yardım kampanyası  ile doğadan kopuk yetişen çocuklarımızı doğa ile buluşturmak için bir proje başlattı ve hedefi  81 ilimizde  400 öğretmene ve  10 bin ilkokul öğrencisi çocuğa doğa eğitimi vermek. 
Doğayı deneyimleyen çocuklar doğal sistem ve süreçleri anlayarak büyürler. Doğayı keşfetmenin sevinç ve heyecanını duyar, yaşadıkları coğrafya ile bağları kuvvetlenir,  merak ve hayal güçlerini kullanır, şaşırtıcı ve beklenmedik karşılaşmalar yaşama şansı yakalarlar. Doğa, bilgisayar başında edinemeyecekleri bir tecrübe edinmeleri olanağı tanır. Çocukların dünyayla olan bağlarını keşfetmelerini ve kendilerini anlamalarına katkı sunar. Ancak eğitimlerin en az bunun kadar önemli bir faydası daha var. Uzmanlar, doğa eğitimlerinin çocukların gelecekte çözüm odaklı, yaratıcı, yenilikçi ve doğa ile özdeşlik kurabilen bireyler olmalarına da katkıda bulunduğunun altını çiziyor.
Bu proje ile öğretmenlere destekleyici materyaller gönderilecek. Eğitimlerin çoğu doğada ve açık alanda bulunmayı teşvik eden etkinlikler olacak32 adet etkinlikten oluşan eğitim programında toprak, hava, su ve biyolojik çeşitlilik konuları anlatılacak. Bu sayede doğayı tanıyan, doğanın bir parçası olduğunu yaşamı boyunca içselleştiren bir nesil yetişecek.
Bugün doğanın değerini çocuklara anlatmazsak, gelecekte doğayı kim koruyacak?

"Yaşamı Keşfediyorum!" projesini desteklemek için;
Kampanyaya 3464'e TEMA yazıp SMS göndererek 8 TL katkıda bulunabilir ya da
TR74 0006 4000 0011 0351 3018 31 banka hesabına dilediğiniz miktarda bağış yapabilirsiniz. Kampanya ve eğitimler hakkında www.tema.org.tr adresinden ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

17 Kasım 2015 Salı

İNATÇI 5 KİLODAN KURTULMANIN FORMÜLÜ!


Uzun bir süre sıkı bir diyet yaptınız, yediklerinize, içtiklerinize son derece dikkat ettiniz. İyi de kilo verdiniz ama o fazladan 5 kilodan bir türlü kurtulamıyorsunuz. Hatt diyetinizi bırakmak, pes etmek noktasına dahi geldiniz. Ne yapmalı? Nasıl kurtulmalı o 5 kilodan? Bir yolu/yöntemi olmalı değil mi?

Diyeti bırakmak mı çözüm acaba? Eğitiminin bir bölümünü Oxford Brookes’ta tamamlayan Diyetisyen & Yaşam Koçu Gizem Şeber, bu konuda bilgilendirici açıklamarda bulundu. Son 5 kilo neden bu kadar inatçı?

Tüketmeyin  
Alkollü içecekler, işlenmiş gıdalar, beyaz un gibi rafine karbonhidratlar, sıcak patates, şeker içeren gıdalar

Tüketin  
Ananas, Probiyotik yoğurt ve kefir, Hindistan cevizi yağı, koyu yeşil yapraklı sebzeler, tarçın ve zencefil.

Son 5 Kilo Diyeti  
Aşağıdaki beslenme programı, hiçbir sağlık sorunu olmayan, ofis işi yapan, 25-35 yaş kadınlar için maksimum 3 gün yapılması uygun olan bir programdır. Size özel beslenme programı için diyetisyene danışmanız gerekir.

Kahvaltı: 2 dilim ananas, 1 kutu meyveli probiyotik yoğurt Ara: 4 adet kuru erik, 10 adet kavrulmamış badem .
Öğlen:1 porsiyon ızgara balık (150 gram), bol salata (yağsız) Ara: 2 adet yumurtadan yağsız omlet , 1 dilim tam tahıllı ekmek. 
Akşam:8 yemek kaşığı dolusu kabak veya ıspanak yemeği , 1 dilim tam tahıllı ekmek,1 su bardağı kefir. Ara : 2 dilim ananas, 1 adet kivi.

16 Kasım 2015 Pazartesi

DUYGULARIMIZLA MI BEYNİMİZLE Mİ KARAR VERMELİYİZ?


Hani o arada kalma anlarımız! Kalbimiz başka söyler, beynimiz başka! Ne yapsak, kimse sorsak? Hislerimizi mi dinlesek, beynimizi mi dinlesek? Bunun için araştırmacılarımız durmamışlar, güzel bir araştırma yapmışlar ve sonucunda ulaşmışlar ki ''beyin değil, duygularla karar vermeliyiz''! Aslında duymak istediğimiz cevap da bu değil mi? Ben genelde duygularımla karar vermek isterim ama sanki doğru olanın beynimle aldığım kararlar olduğunu düşünürdüm. İlk kez bir bilimsel araştırma, duymak istediğim cevabı verdi. 

Gelelim araştırmanın detaylarına;

Sosyal nörobilim araştırmalarının beynin sadece mantık organı değil, aynı zamanda duygu ve inanç organı olduğunu ortaya çıkardığını belirten nöroloji uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, duygular eşliğinde verilen kararların en doğru kararlar olduğunu söyledi. Prof.Dr. Tanrıdağ, “Bunun altyapısında beynin sol ve sağ yarılarının birlikte çalışması var.” dedi.

Beynin mantığı duygular üzerinden kuruluyor

Burada yeni beyin bilgileri yardımcı oluyor. Örneğin sosyal nörobilim araştırmaları beynin sadece mantık organı değil, aynı zamanda duygu ve inanç organı olduğunu hatta beynin mantığının duygular üzerinden kurulduğunu ve duygular eşliğinde verilen kararların eski inanışta olduğu gibi yanlış değil, en doğru kararlar olduğunu gösteriyor. Bunun altyapısında beynin sol ve sağ yarılarının birlikte çalışması var.

13 Kasım 2015 Cuma

AMBALAJLI SÜT TÜKETİMİNDEKİ ARTIŞIN SEBEPLERİ NELER?

Tetrapak 2015 süt indeksini geçtiğimiz günlerde yayımladı. Bu konuya ne kadar önem verdiğimi takipçilerim çok iyi biliyorlardır ancak ilk kez okuyanlar için de vurgulamak isterim. Sütün önemi ve değeri yadsınamaz. Özellikle doğru şekilde saklandığı ve sunulduğu takdirde bu çok daha kıymetlenir. Malum açık süt- kapalı süt tartışmaları zaman zaman alevlenir. Bu nedenle vurgulamak istedim bunu bir kez daha. Tetrapak'ın 8. Süt İndeksi'nde gıda endüstrisinin yıllardır bulunduğu bildirimlere göre her zamankinden daha aktif yaşamsüren ve sağlığına önem veren yeni bir kuşağın itici gücüyle, besleyici ama pratik ürünlere olan talebin giderek arttığı görüşüne yer veriliyor. 
Bu araştırmada Tetra Pak Türkiye Pazarlama Direktörü Verda Telyaz, bazı açıklamalarda blunuş. Onları da aynen paylaşmak istedim.  “Türkiye’de işlenmiş ambalajlı süt pazarı son beş yılda yaklaşık yüzde 3 büyüme göstererek 1,290 milyon litreye ulaştı. İşlenmiş ve ambalajlı süt tüketiminin ise 2016 yılında, yaklaşık yüzde 4 artışla 1,290 milyon litre seviyesine ulaşması bekleniyor” dedi. Gördüğünüz gibi bilinç ve eğitim seviyesi arttıkça bu oran da günden güne artıyor.
Bu indeksin detayı / devamı nerede derseniz buradan tıklayarak ulaşabilirsiniz. 

Bu vesile ile çalışmalarını ve imza attıkları bilinç artırıcı projeleri sebebi ile Tetrapak markasına ve her sorumuzu devamlı olarak yanıtlamaya çalışan kurumsal iletişim departmanlarına (Belin Alev ve ekibine) çok teşekkür etmek isterim.

Güzel ve sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle,

12 Kasım 2015 Perşembe

NEDEN ZAYIFLAYAMIYORUM?


Her pazartesi rejime başlıyoruz ama devam ettiremiyoruz. Ya da aslında sağlıklı beslendiğimizi düşünüyoruz ama bir türlü kilo veremiyoruz. Bu konuşmalar özellikle biz kadınların günlük hayatında sıkça yer verdiği konu başlıkları değil mi? ''Su içsem yarıyor'', ''Dikkat ediyorum ama kilo veremiyorum''cular. Belki de sorun sizin beslenme alışkanlığınızda değil. Çok daha farklı ve derinlerde bir sebep olabilir. Sizin bedeninizle ilgili bir doktorun teşhis ve tedavi edebileceği bir sorunun gerçek olması kuvvetle muhtemel !  
Peki neler olabilir? İhtimaller hangileri?
  • Yavaş çalışan tiroid hormonu zayıflamayı imkânsız hale getirebilir!
  • İnsülin direnciyle vücut kilo vermeye de direniyor
  • İnsülin hormonu sorunlarında hesaplanmayan karbonhidrat şişmanlatıyor!
  • Prolaktin yüksekliği de kilo vermenize engel olabilir
  • Düşen demir seviyesi metabolizma hızını etkiliyor
  • D vitamini yetersizliği kilo aldırıyor!
Siz de yeme içme konusunda disipline girdiğiniz halde bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsanız mutlaka doktora görünün. Uzun vadade farklı hastalıkların habercisi olabilir bu durum. 

HAYATIMI KOLAYLAŞTIRAN TEKNOLOJİ : LOGITECH KEYS TO GO


Hayatta en çok ihtiyacımız olan şey nedir diye sorsam herkesten farklı cevaplar gelecektir eminim.. Para, iyi bir iş, statü sahibi olmak aklıma gelen alternatifler. Ancak bütün her şeye sahp olabilmek için gereken en önemli şey ''zaman''. Yani zamanımız olursa sevdiklerimize de vakit ayırırız, işimizde de iyi performans sergileriz, her şeye çok daha kolay ulaşırız. Günümüzde de zaman kazanmak için yaratmak gerekiyor. Bir çok şeyi daha pratik hale getirmek gerçekten bizim elimizde. Örneğin meşhur İstanbul trafiğinde takside, yazmanız gereken uzun mailleri cevaplasanız (ben o küçük akıllı telefonlarda uzun metinler asla yazamıyorum ve yalnız değilim), eve geldiğinizde kendinize zaman ayırsanız fena mı olur? Ya da iki toplantı arası blog yazınızı bir cafede oluştursanız nasıl olur? Ben size hemen bunun cevabını vereyim: ) Logitech'in ''Keys to go'' serisi ile bunları kolaylıkla gerçekleştirebilirsiniz.

Eğer siz de benim gibi toplantılar, mailler, iş seyahatleri arasında 1 dakikanın bile hesabını yapıyorsanız Logitech'in her yere taşınabilir kolay klavyesi tam size göre. Bir kere her şeyden önce bu klavye çok hafif ve kolay taşınabilir boyutta. Sonrasında tasarımı ayrı bir harika.. Kırmızı da güzel ama benim tercihim bir siyah tutkunu olarak siyahtan yana oldu.

Bu kadar çok yere taşıdığımız bir ürünün olmazsa olmaz özelliği suya dayanıklılık olmalıydı ki tam da bu noktada iyi performans sergiliyor ürün. E o toplantı arası mail yazarken kahvenizi yudumlarken hiç mi dökülmez o kahve klavyenin tuşlarına? Sizi bilmem ama benim için bu durum son derece olağan :) Kolay temizleniyor bu da tecrübe ile sabit efenim. Benim için bir diğer bonus Logitech Keys to go'nun 3 aya kadar dayanıklı bir şarj ömrünün olması oldu.
Şu renklerin güzeliğini görüp de almamak mümkün değil. Böyle bir ihtiyacınız varsa kesinlikle Logitech Keys- To- Go tercihiniz olsun derim. Alın ,kullanın siz de yazın bana.

10 Kasım 2015 Salı

MİNİKLERİMİZDEN AĞIR, OKUL ÇANTALARI SORUNSALI!

Okul döneminin açılması ile ilgili içerikler yayınlamaya devam ediyorum. Çünkü o kadar çok yeni konu başlığı önerisi geliyor ki. Okulla birlikte çocuklardaki psikolojik değişim, öğretmen- öğrenci ilişkileri, topluluk içerisinde geçirilen uzun saatlerden mütevellit çeşitli hastalıklar...

En önemli ve bilindik sorunsallarımızın başında okul çantaları geliyor. Hani şu çocuklarımızdan ağır okul çantaları... Konu ile ilgili Dr. Önder Taylan Çifci “İnsan bedeninde yük dengesinin bozulması, zaman içerisinde omurgada dejenerasyona neden olur. Ağır sırt çantası bir yana, küçük bir çanta bile omurga açısını değiştirebilir” diyor. Bu konu ile ilgili okullara yapılan öğrenci dolapları önemli ölçüde rahatlık sağlıyor elbette ancak bu konuda biz velilerin çok dikkatli olması gerekli. Gerekli gereksiz ne varsa o çantalara doldurulmamalı. İleriye dönük kalıcı problem yaratmasın minik yavrularımızda..

Herkese sevgiler,

6 Kasım 2015 Cuma

SAĞLIKLI BİR KIŞ GEÇİRMENİN YOLLARI!


Kış aylarında sizler de benim gibi sıkça hasta olarak mı geçiriyorsunuz? O zaman günlük rutinlerimiz içinde atladığımız bir şeyler var. Onları tespit etmek ve iyileştirmek çok önemli. Özellikle eve hastalık bulaşınca çoluk çocuk herkesi sıradan geçiriyor ne yazık ki. Öyle böyle derken, neredeyse 1 aya yaklaşan bir hastalık evresi oluyor.

Bazı pratik  adımlarla hayatımızı daha kaliteli hale getirmek çok daha kolay olabilir. 
  • Sağlıklı bir kış geçirmenin pratik yolları neler?
  • Her Gün 7-9 saat düzenli uyumayı ihmal etmeyin 
  • Sigara içmeyin, alkolden uzak durun
  • Havuç, maydonoz, brokoli gibi besinleri tüketin 
  • D vitamini ve Omega-3 almayı unutmayın
  • Sık sık ellerinizi sabunla yıkayın.

5 Kasım 2015 Perşembe

GÖZ SAĞLIĞINI KORUMANIN 8 YOLU!


Gün içerisinde saatlerce bilgisayar ekranı, eş zamanlı olarak neredeyse yatağa girene kadar akıllı telefonlar ve tabletlerle zaman geçiren biz plaza insanları olarak göz sağlığımızı ciddi ölçüde tehdit ediyoruz. Evet, sağlığımızı tehdit eden de yine biziz. Göz bozuklukları, çeşitli göz hastalıkları da bu nedenle çevremizde sıkça gördüğümüz problemler. Belki de bu yazıyı okuyan bir çok kişi de aynı derttn müzdarip. Peki neler yapmak lazım? Bir sağlık merkezinden güzel bilgiler edindim. Sizinle bilimsel zeminde paylaşıldığı için paylaşmak istedim. Göz sağlığımızı korumanın 8 yolunu öğrenelim ve hayatımıza uygulayalım. Ne dersiniz?

1) Göz muayenelerinizi ihmal etmeyin: Bu muayanenin sıklığı  yılda bir olarak belirtilmiş. Çok doğru. En son ne zaman göz muayanesi oldunuz?
2) Doğru gözlük seçimi önemli: Gözlük kullanılıyorsa, numarası kullanılan ekran mesafesine göre belirlenmeli ya da çok odaklı gözlüklerle uygun numarada bakış sağlanmalıdır.
3) Kontakt lens kullanımına dikkat: Çalışırken odaklanarak dikkatli bakmak, göz kırpma sayısının azalmasına ve göz yüzeyinin kurumasına sebep olur. Bunun göz yüzeyinde kontakt lens varken yapılması kuruluk ve batma problemlerinin daha da artmasına sebep olur. Ekrana bakarak çalışırken kontakt lens yerine gözlük tercih edilmesi ise bu sorunların azalmasını sağlayacaktır.


4) Gözyaşı fonksiyonlarınızı ölçtürün: Gözyaşı fonksiyonları çeşitli testlerle değerlendirilerek, ekran kullanımı sırasında suni gözyaşı içeren göz damlaları kullanılması kuruluğa bağlı şikayetlerin ortadan kalkmasını sağlayabilir.
5) Ekran mesafesini koruyun: Ofiste kullanılan bilgisayar ekranı uzaklığı ortalama 50-60 cm ve yüksekliği göz seviyesinde olmalıdır.
6) Ortam aydınlatması doğru yapılmalı: Ekran ışık düzeyinden yüksek aşırı parlak aydınlatma kullanılmamalıdır. Ekranda dış ortam yansımalarının olması engellenmelidir.
7) Bilgisayar başındayken yarım saatte bir mola verin: Yaklaşık 20-30 dakikada bir verilecek molalarla, bakış mesafesi değiştirilip 20 saniye kadar uzağa bakılarak göz kaslarında spazm gelişmesi ve buna bağlı göz ve baş ağrılarının ortaya çıkması engellenebilir.
8) Gözünüzü bilinçli olarak kırpın: Ekrana bakarken gözler sık sık göz kırpılarak, göz yüzeyinin nemlenmesi sağlanarak kuruluk ya da aşırı sulanma azaltılabilir. Ayrıca ortamda bulunan klimaların akımlarının göze doğru olmasının engellenmesi kuruluk sorununu engelleyecektir.

4 Kasım 2015 Çarşamba

Annelerin Akıllı Seçimi: TODİZOO Oyuncakları

Bebekler için oyuncak seçme işi anne babalara düşüyor. Minikler, hem gerçek dünyayı hem de kendi yetenek ve becerilerini önce oyuncaklarla keşfetmeye başlar. Doğal olarak oyuncakların onların gelişiminde rolü çok önemlidir. Oyuncak alırken aradığımız özellikler aslında çok net. Eğitici, eğlendirici ve onlar için tamamıyla güvenli olmaları en önemli özellikler.
Bebekler için oyuncak alırken en önemli kriter, güvenilir markaların oyuncaklarını almak olmalıdır. Sık sık ağzına götüreceği, birlikte uyuyup yemeklerini hatta banyosunu paylaşmak isteyeceği oyuncaklarının ona zararlı olabilecek bir materyal, boya ya da aksesuar içermediğinden emin olmanın tek yolu tercihlerinizi güvenilir markalardan yana yapmak. Bir diğer dikkat edilmesi gereken konu da seçtiğiniz oyuncakların onların gelişimine de katkıda bulunması. Yapacağınız doğru oyuncak seçimlerinizle her gün hayat ve kendisiyle ilgili yeni şeyler öğrenen bebeğinize büyüme macerasında yardımcı olabilirsiniz.
Tüm bu özellikleri bir arada bulabileceğiniz Todizoo oyuncaklarını inceleyerek, bebeğinizin yaş ve ihtiyaçlarına en uygun olanları tercih edebilirsiniz.
TODİZOO ÇINGIR TOP: Markanın en sevilen ve en çok satan oyuncaklarından. Minik parmakların tutabileceği şekli ve yumuşak dokusu ile hem şirin bir çıngırak hem de hiç bir yere zarar vermeyen bir top. İsterseniz banyo oyuncağı olarak da kullanabilirsiniz. 6 ay ve üzeri bebekler için uygun.

TODİZOO YEMEK ARKADAŞIM: Yemek saatlerine bu oyun arkadaşıyla biraz keyif katmaya ne dersiniz? Tavşancığı özel parçası sayesinde masaya kolayca tutturun, çaldığı neşeli melodiler ve ışıklı düğmeleri ile o bebeğinizi neşelendirsin, siz de ona mamasını yedirin. Üç ay ve üzeri bebekler içindir.
TODİZOO NEŞELİ TOPLAR: Minikler el-göz koordinasyonu ve motor becerilerini güçlendiren, kas gelişimini de destekleyen Neşeli Toplar ile oynarken çok eğleniyorlar. Minik eller topları alıp kulenin üstünden bırakınca çıngırdayarak aşağı kayıyor. Birlikte oynayarak onu topları kavraması ve kaydırması için motive edin. 12 aydan itibaren tüm bebekler oynayabilir.
TODİZOO IŞIKLI YILDIZIM: Bebeğinizin yatağına, arabasına ya da oyun parkına kolayca takabileceğiniz Işıklı Yıldızım miniğinizin başucundan uzun süre ayrılmayacak bir oyuncak. Çevresinde ışıklar yanan aynası, kayar boncukları ve tıkır düğmesi ile bebeğiniz bu yıldızı çok sevecek. Üç ay ve üzeri bebekler içindir.


Bir boomads advertorial içeriğidir.

1 Kasım 2015 Pazar

DİŞ SAĞLIĞIMIZ İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ? -


Bayram tatilinin en güzel yanı birkaç gün işten güçten uzaklaşmak, sevdiklerimizle daha uzun vakit geçirebilmek diğeri ise sanki günlük hayatta ''yasak'' olan çikolata, şeker tüketiminin daha serbest şekikde tüketme psikolojisine girmektir. Çünkü bu günlerde çikolata tüketmek hatta bu tüketimi abartmak çok normal gibi bir algı var herkeste. Bu algının arkasına saklanmak hepimizin işine geliyor kabul edelim :) Ama bu ''abartma'' bayramı ve sonrasını bize zehir edebilir aman dikkat! Diş sağlığımızı ve elbette midemizi, vücudumuzu bütünen bozabilen bu tehlikeli kaçamakları da kontrol altında tutmamız gerekiyor. Bu yazıda diş sağlığı hakkında birkaç noktaya değinmek istedim. En azından bunları göz önünde bulundurun derim.

Tatile gitmeden ağız ve diş bakımı şart

Bayram tatilini uzatarak yaz tatiline gidecek kişiler, tatile çıkmadan kesinlikle ağız ve diş sağlığı için doktor kontrollerini gerçekleştirmelidir. Gittikleri tatil beldesinde, otelde ağız ve diş sağlığı merkezi olmaması durumunda tedavi yaptıramayan kişilere tatilleri zehir olabilir.

Yemekten 1 saat sonra dişleri fırçalamak aşınmayı önler
Ağız ve diş sağlığı konusunda yapılan en önemli hatalardan biri de yemekten hemen sonra dişleri fırçalamaktır. Asitli yiyecek ve içecek tüketimi sonrası hemen dişleri fırçalamak dişlerdeki aşınmayı daha da hızlandırmaktadır. Dişlerin yemekten bir saat sonra fırçalanması doğrudur.

Çürükten koruyan önlemler
Şekerli gıdalar tüketildikten sonra mutlaka su içilmeli ya da ağız bol su ile çalkalanmalıdır. Şekersiz sakız çiğneme de ağızda oluşacak asidik ortamın önüne geçerek diş çürüklerini engelleyebilmektedir.

Şekersiz kahve dişlerinizi korur
Kahve tanelerinin içindeki “trigonelline” isimli maddenin, bakterilerin dişe yapışmasını engellediğine dair çalışmalar bulunmaktadır. Bayram ziyaretlerinde içecek olarak şekersiz kahveyi tercih etmek; karamel, lokum gibi dişe yapışan şekerli gıdalar yerine bitter çikolatayı tercih etmek daha doğru olacaktır. 
Bilgiler için Memorial Suadiye Tıp Merkezi Ağız ve Diş Sağlığı Bölümü’nden Dr. Dt. Aslı Tapan'a teşekkür ederim.