Marka Güncesi: Şubat 2015

27 Şubat 2015 Cuma

DETOKS ZAMANI : VITALIS LIFE

Son günlerde yine fazla kilolar aldı başını gitti. Diyet sözü ile başlanan haftalar bir bir tarih olurken, kiloları verebilmek bir kenara ne yazık ki fazlalıklar da aynı oranda artmaya devam etti. Özellikle en sevdiğiniz elbiseye giremediğinizi gördüğünüz an hemen acil bir çare ararsınız. Ben de tam bu aşamadayken Vitalis Life'ı farkettim. Henüz denemedim o nedenle size deneyimimi aktaramayacağım ancak listeme notumu aldım.Bakalım deneyip size yazabilirim her an:)

Vitalis Life, kişilerin farklı ihtiyaçlarına göre özel olarak kür üretiyormuş.Detoks zamanı geldi de geçiyor bile!

25 Şubat 2015 Çarşamba

BEBEK MAMASI ÖNERİLERİM!

Bakmayın böyle mekan mekan gezip, izlenim yazıları hazırladığıma.. Aynı zamanda bir anne olduğum için işin bir de zor tarafları var. Kendi sağlığınızla birlikte bebeğinizin, çocuğunuzun da sağlığını düşünmeniz şart. Onun için en iyisini istiyorsunuz. En doğalı, en güzeli olsun diye araştırırız. Ben özellikle küçük bebeği olan anneler için (mama kullananlar) bir tavsiyede bulunmak isterim. Kendi mamanızı kendiniz yapın en iyisi. İnanın hiç zor değil. Patates, havuç, soğan gibi her mutfağınızda her daim bulunan gıdalarla sağlıklı mamalar hazırlayabilirsiniz.


Anne sütü almayan 4 ay üzeri bebekler için mama tarifi
Minik bir patates
Minik bir havuc
Minik bir kabak
Yapılışı:
Tüm malzemelerin doğrayın
Kaynar suda haşlayın.
Blenderdan geçin.
Altını kapatmadan bir tatlı kaşığı irmik ekleyip, bir taşım daha kaynatın.
Ilık halde geldiğinde biraz zeytinyağı ekleyip bebeğinize içirin
Patates ve havuç ayni olacak şekilde her gün bir mevsim sebzesi eklenerek degişik vitaminler alması sağlanır.( bal kabağı – ıspanak- kereviz – pırasa – karnabahar – brokoli vb)
6. Aydan snra soğan sarimsak et suyu da eklenir
8. Aydan itibaren kıyma eklenmeli



SAĞLIĞIMIZI TEHDİT EDEN TOZLARDAN NASIL KURTULABİLİRİZ?


Sağlıklı yaşamla ilgili içerikler paylaşmayı seviyorum. Hem edindiğim yeni bilgileri sizlerle paylaşıyorum hem de yorumlarınızdan anladığım kadarı ile sizin de ilginizi çekiyor. Elbette bu bilgileri paylaşırken doktor yorumlarını alarak size iletiyorum. Bugün evdeki önemsemediğimiz o küçük tozların nelere sebep olduğunu yazmak istedim. Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony 'dan edindiğim bilgilere göre ''

Mite’lar, dışarıdaki ya da kirli alanlardaki tozdan farklıdırlar. Çünkü aslında toz değil, canlı böcek, yatak böceği, bir diğer adı ile ev içi parazitidirler. Yeryüzünde insanoğlu kadar eski olan bu canlılar insanın olduğu her yerde vardır. Çünkü insanların ve hayvanların vücudundan dökülen saç, kıl, kepek ve deri artıkları ile beslenirler. Sıcak ve nemli ortamları sever ve bolca ürerler. Ev içinde en çok yatakta ve yatak odalarında bulunurlar. Özellikle yün, tüy ve pamuktan yapılan döşek, yorgan, yastık, battaniye, halı ve döşemeleri çok severler ve bunların içinde çok kolay ürerler''

Peki bu tozlardan kurtulmak için neler yapabiliriz?
  • 1- Güneş gören, havadar bir ev ve yatak odası olmalı,
  • 2- Evde rutubet olmamalı,
  • 3- Yatak, yorgan ve döşekte yün ve/veya tüy olmamalı,
  • 4- Yatak odası sadece uyumak için kullanılmalı,
  • 5- Yatak odası sade ve eşyasız olmalı,
  • 6- Yatak mümkünse karyola olmalı, günümüz baza yataklarından olmamalı, (Altının kolayca temizlenebilmesi için)
  • 7- Yatak odasında yerde halı, kilim olmamalı, illa bir şey olacaksa yıkanabilir küçük bir kilim olmalı,
  • 8- Yatak odasında yüklük ve kitaplık olmamalı,
  • 9- Yatak odasında oyuncak, özellikle de peluş oyuncaklar olmamalı,
  • 10- Yatak odası günlük temizlenmeli ve havalandırılmalı,
  • 11- Temizlik yapılırken çocuk temizlik yapılan ortamda bulundurulmamalı, (Temizlik sırasında birçok ev tozu ortama karışacağı için)
  • 12- Yatak kılıflarının haftada en az bir kez 60 derece ısıda veya üzerinde yıkanmalı, ardından ütülenmeli,
 

24 Şubat 2015 Salı

YAĞ DEPOLANMASINI ÖNLEYEN GIDALAR : KİNOA, KARABUĞDAY, CHİA ÇEKİRDEDEĞİ!


Hepimiz, gün içerisinde çok sayıda sağlıksız veya kalorili gıdaya ''hayır'' demeye çalışıyoruz. İş yerinde, evde olabildiğince sağlıklı beslenmeye çalışsak da  zaman zaman küçük kaçamaklar da yapıyoruz. Ben bunun çok yanlış olduğunu düşünmüyorum. Hayatı bazen eğlenceli hale getirmek için biraz yaramazlık yapmak gerekebiliyor. Ben bu yazımda size kolesterolü düşüren, yağ depolanmasını önleyen yeni besin trendlerinisizinle paylaşmak istedim. Bu bilgiler gerçekten çok önemli. Esteworld Plastik Cerrahi Hastanesi Uzman Diyetisyen Samet Yağlı'dan edindiğim bilgileri incelemeye hazır mısınız? 

KİNOA
Kinoa daha çok Güney Amerika’nın batı kıyısında yetişiyor ve ülkemizde yeni yeni tüketilmeye başlandı. İçerdiği protein ve vücut için elzem olan lizin gibi aminoasit içerikleri sayesinde sağlık dolu bir besin. Lif içeriği ile özellikle bağırsak hareketliliğini artırarak kabızlığı önlüyor. Kilo vermek ve korumak istiyorsanız kinoayı ister salatalara ekleyin, isterseniz pirince alternatif olarak pilavını hazırlayın. Kinoayı köfte veya kısır olarak da tüketebilirsiniz. Glüten içermeyen kinoa, Çölyak hastalarının da rahatça tüketebileceği bir seçenek. 

KARABUĞDAY
Karabuğday ile yüksek kan basıncı ve yüksek kolesterol riskinin azalması arasında bağlantı var. Karabuğdaya beslenmelerinde fazlaca yer veren (günde 100 g) 805 Çinli üzerinde yapılan araştırmada karabuğday tüketimi ile düşük toplam kolesterol , düşük LDL (kötü kolesterol) ve yüksek HDL (iyi kolesterol) arasında bir bağlantı olduğu tespit edildi. Bir kase karabuğdayda yaklaşık 86 g magnezyum bulunuyor. Magnezyum kan damarlarını rahatlatıyor; kan basıncını düşürerek besinlerin dağılımını ve kan akışını düzenliyor. Ayrıca kan şekerinin de dengeli kalmasını sağlayan bu besinin, açlık duygusunu bastırmadaki etkisi üst seviyede… Vücutta yağ birikimini de engelleyen karabuğday zayıflamak isteyenler için ideal bir gıda seçeneği… Karabuğdayın koyu renkli tohumları un haline getirilmesi ile hazırlanan eriştelerin tüketimi bağırsak hareketlerini teşvik ediyor. Karabuğday da kinoa gibi glüten içermiyor.

CHİA ÇEKİRDEĞİ
İştah kesmeye, tatlı krizlerini önlemeye yardımcı bir tohum… Bunu, sıvı ile karıştırılıp tüketildiğinde jel haline gelmesi ve midede şişmesi sayesinde yapıyor. 1 kaşık chia çekirdeği yaklaşık 11 g lif içeriyor. Chia çekirdeklerini yoğurdunuza ya da çorbalarınıza ekleyebilirsiniz.

17 Şubat 2015 Salı

Hadi Rotanızı Belirleyin ve Pegasus’tan Biletinizi Alın!




Seyahat etmek, yeni şehirler, ülkeler görmek benim için bir hayat şekli.  Özellikle bu seyahatlerde sevdiklerim, yakın dostlarım da benimleyse tadı da bambaşka oluyor. Yıl içinde tatillerimi ikiye ayırırım. İlki sadece dinlenebileceğim, şehrin çok uzağında olmayan küçük kaçamaklarım, diğeri ise yeni yerler keşfetmek için öncesinde bir öğrenci gibi çalıştığım, notlar aldığım bloglarda, dergilerden okuduğum ‘’to do listlerim’’in olduğu seyahatlerim.

Bloguma yaptığınız yorumlardan, özel mesajlardan da bildiğim üzere sizler de seyahat etmeyi seviyorsunuz. Bu nedenle size bir kampanyadan bahsetmek istiyorum. Pegasus’un kampanyası 10 Şubat – 15 Temmuz tarihleri arasında satın alınan biletler için geçerli. Bu kampanya kapsamında  yurt içinde 44.99 TL, yurt dışı 49.99 €’dan başlayan fiyatlarla uçak bileti satın alabiliyorsunuz. Fiyatlar böyle uygun ve hatta ucuz olunca yıl içinde daha fazla seyahat imkanı da bizi bekliyor. Özellikle hafta sonu kaçamakları için birebir bu kampanya. Cuma gününden şehri terkedip Pazar akşamı döneceğimiz güzel fırsatlar var önümüzde : ) Bu uygun uçakbiletlerini  www. flypgs.com ‘dan satın alabilirsiniz.


Benim tatil planlarım şimdiden oluşmaya başladı bile. Gittiğim yerleri, keşfettiğim mekanları blogumdan paylaşmaya devam edeceğim. Sizinle de tatil tüyolarımı paylaşacağım hadi şimdi gitmek istediğiniz ilk rotayı belirleyin ve daha çok yer görebilmek için en uygun uçak biletini  www. flypgs.com ‘dan satın alın.

16 Şubat 2015 Pazartesi

İTALYAN MUTFAĞI RESTORANI : LA SCARPETTA

 
İtalyan mutfağını sevmeyen var mı? O muhteşem makarnaları, pizzaları ile benim hayatımda bir vazgeçilmez.. Şimdilerde İtalyan mutfağının iyi örneklerini La Scarpetta Etiler'de meraklısı ile buluşturuyor. Yemekleri dışında çok zengin bir şarap kavı da lezzet avcılarını bekliyor. Biraz restoranla ilgili bilgi vermek istiyorum size. KBO Group'un ilk restoran projesi La Scarpetta. Adının anlamı ''ayakakkabı'' ancak bu kelime halk arasında ‘yemeğin suyunu çekmesi ve lezzetlenmesi için tabağa atılıp en son yenen lokma’ anlamında kullanılıyor. Ben şu sıra kurumsal hayata küçük bir ara verdiğim için iş toplantılarında henüz kullanmadım ama en kısa sürede bir arkadaş toplantısında yemeklerini de deneyimlemek isterim. Elbette sonrasında detaylı bir yazı da paylaşırım sizinle : )

Menünün öne çıkan lezzetleri ise: Deniz Tarağı, Bonfile ve Trüf Mantarlı Pizza La Scarpetta, Dana Yahni Dolgulu Agnolotti, Deniz Levrekli Ravioli, Mantarlı Risotto, Ossobuco Deniz Levreği, imiş.

11 Şubat 2015 Çarşamba

''VESTEL MUTLU LEZZETLER ATÖLYESİ'' DE NEDİR?


Şimdi size bir atölye haberi vereceğim. Blogumu yakından takip edenler bilir workshopları, atölyeleri çok seferim. Aslında sevdiğim yeni şeyler keşfetmek, bu workshoplar da bunu sağlamanın en güzel yanı. Hem renkli insanlar tanıyıp hem de yeni şeyler öğrenmenin tadı gibi var mı? Vestel'in Vestel Mutlu Lezzetler Atölyesi'ni duyurmak istedim size. 15 Şubat’tan itibaren her Pazar 17.00-19.00 arası Kanyon’daki Macro Center’da  EKS Mutfak şefi yönetiminde keyifli yemek yapma metodlarını öğreneceğiz.
 
 Katılımcılar, birlikte yemek yapıp yedikten sonra Kanyon’un sinemalarında geçerli bir de sinema bileti kazanıyorlar. Sinemaseverler, biletlerini altı ay boyunca Pazar günleri istedikleri film için kullanabiliyorlar.


9 Şubat 2015 Pazartesi

BİRİ ''OREO'' MU DEDİ?


Yurt dışı seyahatlerimde mutlaka bavuluma istiflemek süreti ile aldığım gıda malzemelerinin başında Oreo gelirdi. Geçtiğimiz haftalarda özellikle sosyal medyada da iletişimini yoğun şekilde yaptığı ''Oreo Türkiye'de'' haberinin en çok mutlu ettiği kişilerin başında geldiğime iddiaya girebilirim. Bu güzel habere ben de blogumda yer vermek istedim. FCB İstanbul'un kreatif reklam ajansı olarak yer aldığı Oreo reklamlarının özellikle sosyal medya versiyonlarını çok beğendim. Türkiye'deki farklı şehirlerin özellikleri ile Oreo markasını birleştiren reklamlar şu sıralar favorim.

6 Şubat 2015 Cuma

BİR EGE MEKANI ''ROKA PERA''

 
Ege mutfağı, Ege insanı, Ege tatili kısacası Ege her zaman ayrı bir yerdedir kalbimde. Bu nedenledir ki algıda seçicilik mi dersiniz, torpil geçmek mi içinde Ege geçen haberler, bültenler, yazılar her zaman önceliklidir benim için. Şimdi size bir mekan önerisinde bulunacağım daha doğrusu henüz gitmediğim için öneri demeyeceğim. Gitmek için listeme kaydettiğim, not aldığım bir mekan ''Roka Pera''. Şarabi'yi sanırım hepiniz bilirsiniz. Şarabi'nin kurucusu Gökhan Safkan'ın işletmecisi olduğu mekan Alaçatı'dan sonra İstanbul'da meraklısı ile buluşuypr. Ege otlarını, karadut reçelini ve birçok malzemeyi her hafta Tire pazarından getiren mekan Roka Pera, kendine has bir menü oluşturmuş.


Menü’de neler var diye merak ediyorsanız hemen bilgi vereyim. Marine Kıtır Enginar Salatası, Ege otları ile doldurulmuş Izgara Kalamar, Levrekli Deniz Mahsülü Pilavı, Kağıtta İsli Kurutulmuş Boşnak Eti, Limonlu Taze Lor Kreması ve Karadut Reçeli.

Ayrıca Roca Pera'da Çarşamba akşamları Türk Yunan müziği yemekleriniz eşik ediyormuş.Ne zaman giderim bilemiyorum ancak şayet gidersem mutlaka deneyimlerimi sizinle paylaşacağım.

4 Şubat 2015 Çarşamba

PARK BOSPHORUS HOTEL IZAKA'DA SÜRPRİZ!


Mekan gezmek, yeni lezzetleri tatmak kısacası hayatı keyifle yaşamak benim için bir klasik. Bu nedenle bu blogda da hem güncel marka haberlerine hem de gittiğim, deneyimlediğim her şeye yer vermeye çalışıyorum. 14 Şubat takipçilerimin merakla beklediği ve önemsediği bir tarih. Bu nedenle son günlerde bu yönde içerikler paylaşmaya çalışıyorum. Bir haber de mekan önerisi olsun ( hep hediye önerisi verecek değilim ya : )
Park Bosphorus Hotel'in teras katında açılan, dört farklı lezzet mekanını bir noktada buluşturan IZAKA Restaurants & Bar-Lounge, Claude Challe’in ardından ünlü DJ’leri ağırlamaya devam ediyor. House müzik yapımcıları Haze-M ve DJ Queto 7 Şubat'ta, Stephane Pompougnac ise 14 Şubat’ta IZAKA'da sahne alacak. Eğer ilginizi çekiyorsa detaylara göz atın derim.

‘Love Me Again’, ‘Dance With Me’, ‘Baby Don't Go’ gibi yeni jenerasyon dans müziği bir çok parçanın yapımcısı deep house müziğin öncü isimlerinden Haze-M, aynı plak şirketinde beraber remixler yaptığı Türkiye'nin önemli DJ'lerinden DJ Queto ile sahne alacak.

07 Şubat’ta Dj Haze-M & DJ Queto ile Boğaz'ın muhteşem manzarası ile içinizi ısıtan house müzik tınıları ile unutulmaz bir gece yaşatmayı planlıyormuş.

1 Şubat 2015 Pazar

MEKAN HABERİ : ''LOCO MOTTO''

 
Mekan önerilerime ve keşiftlerime kaldığım yerden devam ediyorum. Bu seferki önerim bir arkadaş tavsiyesi, henüz deneyimlemedim ama fikirlerine çok güvendiğim bir blogger arkadaşımın deneyimlerinden yola çıkarak yazıyorum. Mekanın ismi Loco Motto. Kendi kurumsal sitelerindeki bilgiye göre ''İber Yarımadası’nın lezzetli mutfağını Endülüs’ün baharatları ile süsledik, Tejo Nehri’nin ve Rio de Plata’nın eşsiz esintisini Po Nehri’ne taşıdık. Bu ortak kültürün ürünlerini ilk kez İstanbul’da sizler için bir araya getirdik.'' Eğer İspanya ve İtalya mutfağı ile ilgilileniyorsanız denemekte fayda var. Bakalım, ne zaman gidebileceğim/tadabileceğim ama aldığım duyumlar lezzeti ve hizmet kalitesinin iyi olduğu yönünde. Web sitesini buradan inceleyebilirsiniz.

ÇALIŞMA MASAMIZ BİZİ ELE VE-Rİ-YOR!


Çalışma masanız size ele veriyor! Nasıl yani ?  dediğinizi duyar gibiyim. Şöyle ki, yapılan bir araştırmada (Xerox şirketi tarafından yapılmış)  masanızda bulunan objeler, masanızın düzeni, kullandığınız objelerin kategorisi aslında sizin ruh halinizi yansıttığını söylüyor. Şimdi bu araştırmanın sonuçlarına bakalım, sonrasında hangi kategoriye girdiğinizi belirleyip benimle paylaşın olur mu :)

Ertelemeyi sevenlerin masaları düzensiz 

 Masasında dokümanları ve eşyaları dağınık duranlar, kararlarını, eylemlerini düzenli olarak erteleyen, iş yetiştirme telaşı ile plansız çalışanlar. Dokümanları ve dosyaları masasının üzerinde derli toplu duranlar ise hızlı karar veren, işlerini ertelemeyen, planlı çalışmayı seven ve işlerinde duygusallığa pek yer vermeyen kişiler olarak tanımlanıyor.

Az eşyalı ofislerin verimliliği daha yüksek  

Çalışma ortamını olabildiğince sade tutan kişiler, işine odaklanmayı seven, yüksek verimliliğe sahip, kendi kendine yeten kişiler. Fazla eşyalı bir çalışma alanına sahip olanlar ise dikkati dağınık, zamanı iyi kullanamayan, düzen ile pek arası olmayan kişiler olarak değerlendiriliyor. Xerox iş analistleri, çok eşya bulunan çalışma odalarının verimliliği düşürdüğünü söylüyor. Bu yüzden az eşyalı bir odada veya alanda çalışılmasının verimlilik açısından daha iyi olacağı belirtiliyor.

Aile fotoğrafları ile özel hayat vurgusu  

Çalışma alanında ailesinin ve arkadaşlarının fotoğraflarını bulunduranlar, dışarıya karşı ailesine önem verdiğini ve iş dışında da sosyal bir hayatı olduğunu düşündürmek isteyen kişiler. Çalışma alanına aile ve arkadaş fotoğrafları koymayanlar ise özel hayatını işe taşımak istemeyen ve bu konuda muhafazakar davranan kişiler olarak değerlendiriliyor. Xerox iş analistleri, fotoğraflarla dolu bir ortamın, iş yerinde konsantrasyonun düşmesine neden olduğunu, çalışanı ziyarete gelen kişilerin bu fotoğraflarla ilgili konuşmasına yol açarak, dikkati ve iş verimliliğini azalttığını söylüyorlar.

Özlü sözler kullananlar ilkeli idealist çalışanlar  

Çalışma ortamı etrafında ilham veren özlü sözler bulunduranlar, ilkeli olmaya çalışan, rol modelleri ile idealist bir görüntü çizmeye çalışanlar. Bu kişiler özlü sözlerle başkalarına mesaj vermeyi sever ve rol model aldıkları kişilerin sözlerini bir motivasyon aracı olarak görürler. Bu tür özlü sözleri sürekli görüş alanında tutanlar aynı zamanda işlerini eksiksiz yapmak isteyen, hata yapmak ve eleştirilmek istemeyen kişiler. Uzmanlar çalışma ortamlarına özlü sözlerin asılmasının çalışan motivasyonunu olumlu etkilediğini belirtiyor.

Özenli not tutanlar daha disiplinli ve planlı  

Kağıtlara ya da not defterlerine yazılan küçük notların ve planlamaların özenli olup olmaması ise iş hayatına ne kadar disiplinli yaklaşıldığını gösteriyor. İşi ile ilgili çok düzenli, okunaklı notlar alanlar; planlı ve iş hayatını disipline etmeyi seven kişiler olarak algılanıyor. Notları düzensiz ve karalama biçiminde olanlarsa disiplini pek sevmeyen ve iş hayatında da uygulamayan kişiler olarak değerlendiriliyor.

Kokulu objeler bulunduranlar doğa severler  

Çalışma ortamında çiçek, kokulu mum ve tütsü gibi objeler bulunduranlar doğa severler. İşini doğaya taşıyamayanlar çiçekler ve farklı kokularla doğayı ofisine getirmek istiyor. Bu kişiler için böyle bir ortam farklı hissetmeyi ve işlere daha iyi konsantre olmayı sağlıyor. Çiçeklerle, kokulu objelerle süslenmiş bir ofis ortamını rahatlatıcı buluyorlar. Ancak Xerox iş analistleri, çiçeklere ve kokulara karşı alerjisi olan diğer çalışanların bu ortamlardan rahatsız olabileceğini belirtiyor.

Müzik dinleyenler konsantre olmak isteyenler  

Çalışanlar müziği, işe konsantre olmak ve ofisteki diğer sesleri bastırmak için kullanıyor. Ayrıca iş yaparken müzik dinleyenler “sıkıcı” gördükleri işleri keyifli hale getirmeye, streslerini azaltmaya çalışıyor. Araştırmalar, çalışanların yüzde 61’inin çalışırken müzik dinlediğini, klasik müziğin de konsantrasyonu arttıran ve verimliliği sağlayan en iyi müzik türü olduğunu gösteriyor. Ancak yüksek sesle müzik dinleyenler çalışma arkadaşlarından tepki görebiliyor ve diğer çalışanların dikkatini dağıtabiliyor.